Füsun Ersöz’ün “Minyatür Odalar”ından Datçalı hayvanlara…
14 Ekim’de Datça Siena Sanat Galerisi’nde bir sergi açılacak. Füsun Ersöz’ün “Minyatür Odalar Sergisi”. Röportaj için buluştuğumuzda gördüklerimi çok sevdim. Gidip görmeye değer..
Benim ilgimi çeken dollhouse’lar değil onları dekore edecek mobilyalar. Emekliliğime karar verip Datça Palamutbükü’nde bir ev inşa ettirmeye başladığımızda beni en çok endişelendiren, yoğun bir İstanbul ve iş yaşamından sonra, kendimi nasıl eğleyeceğimdi. Ne yapabilirim diye araştırmaya başladım. Küçük objelere ve ev dekorasyonuna olan düşkünlüğüm beni bu yöne çekti.
Evimizin altında bir atölye oluşturduk. Gerekli malzeme ve alet edavat kısmı beni çok zorladı. Türkiye’de bilinen ve üzerinde çalışılan bir konu olmadığından malzemeleri ve aletlerin çoğunu yurtdışından aldım ya da getirttim.
Türkiye’de aynı uğraşa sahip kimler var bilmiyorum. Yurtdışından birkaç kişiyle -ki bunlar bu işin kitabını yazmış kişiler ( her iki anlamıyla da!)- temasım oldu. Onlardan bu konuda kitaplar edindim. Ana malzeme olan işlenmiş ahşabı küçük plakalar halinde Amerika’dan aldım. Bunun dışında seramik banyo setleri, porselen yemek, çay takımları v.s. getirdim ya da ısmarladım. Döşeme olarak kullanacağım pamuklu kumaşları yine yurtdışındaki hobi mağazalarının “patchwork” reyonlarından aldım. Arkadaşlarımın atmayıp benim için sakladığı her türlü artık kumaş, dantel ve kurdele tekstil kısmında çok işime yaradı. Şişe kapaklarından tencere, tava, tabak yaptım. Eski takıların boncuk ve metal aksamlarından avizeler, abajurlar, parfüm şişeleri yaptım.
Mobilya yaparak başladım işe ki en çok bu aşamadan hoşlanıyorum. Zaten başlangıç noktam da buydu. Ben minik mobilyalar yapmak istiyordum. Ama sonra onların tek tek bir şeye yaramayacağını düşünerek bir oda içinde değerlendirmeyi düşündüm.
Kontraplakları keserek odalar, hatta iki katlı ya da yanyana odalar yaptım. İşin içine tekstil, duvar kağıdı aksesuar girdi bu sefer. Yaptığım yataklar yatak odalarına, koltuk, kanepe, sehpa oturma odalarına, masa, sandalye, büfe yemek odalarına dönüştü. Bunlara bir de mutfak ve banyo eklenince bir evi oluşturacak tüm bölümler tamamlandı ama ben bunları eve dönüştürmek yerine odalar halinde tutmayı yeğledim.
Odalarınızı hangi sırayla oluşturuyorsunuz? En çok hangi aşama size keyif veriyor?
Ahşap, metal ustalarından destek aldığınız oluyor mu?
Kontraplak kullanarak yaptığım odaların duvarlarını her sabah atölyeye indiğimde birbirinden ayrılmış ve oda niteliğini kaybetmiş olarak bulmaya başlayınca daha sağlam odalar yapmam gerektiğini anladım. Datça ve Palamutbükü’ndeki marangoz ve mobilyacıları ziyaretim böyle başladı. Onlardan bana 30×30 bir tarafı açık küpler yapmalarını istedim. Ama onlar ya bu işi küçümseyerek hiç fiyat vermediler ya da bu işle uğraşan biri pek normal değildir diye düşünerek anormal fiyatlar istediler.
Ben de kereste ve ahşap malzeme satan birinden kocaman plakalar alıp onları bir marangoz atölyesinde, binbir şirinlik yaparak kestirdim. Kendim yapıştırarak kutu odaları oluşturdum. Tozlanmayı önlemek amacıyla ön kısımlarına yivler açıp kestirdiğim camları, yukarı açılacak şekilde yerleştirdim. Dolayısıyla camları giyotin şeklinde açılan odalarım oldu. Duvarları yerle bir odalarımı yeni yerlerine taşıdım.
Ben üretim aşamasını seven biri olarak, bu kutulama olayı bana zul geldi. Belki onun için, ambalajlarımı pek başarılı bulmuyorum. Bunun için ziyaretçilerimden peşinen özür dilerim. Bunu bir amatörün işi olarak değerlendirsinler. Bu, sergide görecekleri her şey için geçerli. Bir amatörün hobi olarak ürettikleri olarak değerlendirsinler lütfen.
Bu ilk sergim. Yaptıklarımı sergilemek gibi bir fikrim yoktu aslında. Ama yaptıklarımı gören arkadaşlarımın gösterdiği tepki, çalışmalarımı “neden başkaları da görmesin?” noktasına getirdi. Değişik birşeyler göstermek fikri de cazip geldi galiba..
Sergi açacağımı duyanlar bu sefer de satış yapıp yapmayacağımı sormaya başladılar. Atölyem o kadar dolu ki içinde çalışmak çok zor bir hale geldi. Bunlar eşe dosta, kolunun altına alıp hediye olarak götürülecek şeyler de değil. Dolayısıyla hem atölyemde yeni çalışmalarıma yer açmak hem de çalışmalarımı alıp evlerinin bir köşesinde değerlendirmek isteyecek olanları mutlu etmek adına odalarımı satışa çıkarmaya karar verdim. Ama bu sefer de para ve amatörlüğü birbiriyle örtüştüremedim.
Sonunda bana pek ulvi gelen bir yol buldum. Ben bir hayvan dostuyum. Bahçemde ana oğul köpeklerim ve evimde siyam ikizi kedilerim var. Evimde onlara bakarken barınaklarda yaşayan minik dostlarımızı da ihmal etmemek için Datça Hayvansevenler Derneği’ne elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum. Sergileyeceğim odalarımı belirleyeceğim fiyattan derneğe bağış yapanlar alıp evlerine götürebilecekler.
canım,hep başarılı olmak için çaba gösterdin ve başardın.kutlarım seni.HARİKA
Sevgili Gulay, bana kendimi ifade etme sansi verdiğin için teşekkür ederim. Başarılarının devamını diliyorum.
Fusun Ersoz
Çok güzel çalışmalardı Füsun'cum. Yayınlamazsam olmazdı! Ellerine sağlık!