Canan Balcı Barış: “Çocukların tepkilerini çok önemsiyorum. Onların önyargısız, naif dünyalarından gelen yorumlar, ürettiklerime çocukların gözünden bakabilmem açısından önemli katkı sağlıyor.”

0 476

 

Kar Tanesi Pastası – Fenerköy Öyküleri/Altın Kitaplar Yayınevi

“Fenerköy Öyküleri”ni (Kar Tanesi Pastası, Renkli Yağmur Damlası, Fenerköy’de Fırtına) Canan Balcı Barış ile birlikte hazırladık. Çocuklar için ben yazdım o çizdi..  İllüstrasyonlarının hayranıydım. Çocuklar için birlikte bir şeyler üretmemiz çok zevkli oldu. Röportajımız da öyle..

İllustrasyon çalışmalarınızda en çok hangi alanlara yöneliyorsunuz? Yakalamak istediğiniz etkiler nelerdir?

İllüstrasyon çok farklı mecraların yararlandığı bir dal. Bugün bir çok alanda karşılaştığımız illüstrasyonun örneklerini belli başlıklar altında net çizgilerle sınıflandırmak çok kolay değil ama çok genel anlamda reklam illüstrasyonları, yayın illüstrasyonları, bilimsel ve teknik illüstrasyonlar diyebiliriz. Ben de bir çok alana çiziyorum. Ama her illüstratörün gönlünde yatan, kendini en iyi ifade ettiğini düşündüğü, istediği ve isteği doğrultusunda branşlaştığı bir alan vardır. Benim gönlümde yatan da çocuk kitapları çizerliği. Çocukların ruhlarına illüstrasyonlarımla dokunmayı seviyorum. Dolayısıyla da illüstrasyon tercihimi çocuk kitaplarından yana kullanıyorum.

Kendi kişisel çalışmalarımda istediğim etkiyi daha rahat yakalıyorum. Duyguların, ruh hallerinin biçimin önüne geçmesinden hoşlanırım. Bu yüzden figürleri ya da objeleri deforme etmeyi severim. Biçimi bozmak, ruh hallerinin ifadesinde benim için bir araç oluyor. Deformasyonun izleyenlerin bilinçaltında daha derin etkiler yaratacağına inanıyorum.

Küçük Kara Balık

Sanat yaşamınızda aldığınız size göre en kıymetli öğüt hangisiydi?

Farklı sanat dallarında, alanında başarılı olmuş şanatçıların sözleri beni her zaman motive eder. Böyle sözleri kendim için hep itici güç olarak görmüşümdür. M.Ü.G.S.F’den grafik eğitimimi bitirip mezun olduktan sonra hayatım reklam şirketlerinde geçti. Reklamcılık, sanat yönetmenliği bugünkü anlamda illüstrasyon yapmama olanak tanımıyordu. 2006 yılında radikal bir kararla serbest illüstratör olarak çalışmaya başladıktan sonra bu dünyayı çok sevdim ve kendi kendime hep keşke daha önce başlasaydım derdim. Daha önce başlasaydım illüstrasyon alanında daha fazla yol kat etmiş olabileceğimi düşünürdüm. Bir gün bu düşüncemi üniversiteden değerli hocam Gürbüz Doğan Ekşioğlu ile paylaştığımda, hayatta hiç bir şey için geç olmadığını, Aydın Boysan’ın ilk kitabını 60 yaşından sonra yayınladığını bana söyledi. Bu örnek benim için hep çok değerli oldu. İllüstrasyonun büyülü dünyasında ilerlerken kendi kendime gereksiz bir kaygı üretmiş olduğumu fark ettim. Üstelik reklam şirketlerinde yaşadığım deneyimlerin, çizerken illüstrasyonlarıma dolaylı olarak çok olumlu katkılarının olduğunu da zaman içinde hep gördüm. Aslında günlük yaşantınızda yaşadığınız her şey ürettiklerinizi etkiliyor. Önemli olan geç kalmışlık duygusuna kapılmadan hissederek, keyif alarak çizebilmek.

Çalışmalarınızın yıllar içinde yaşadığı değişim ve gelişmeyi kendi gözünüzden aktarır mısınız?

Reklamcılığı bırakıp illüstrasyona başladığım ilk yıllar için çizgilerimin ciddi anlamda değişim gösterdiğini söyleyebilirim. Daha sonra yaşadıklarınızın, hayatı algılamanızın, gözlemlerinizin, okuduklarınızın, izlediklerinizin sonucunda bir üslup oluşturduğunuzda dönüşüm süreci başlıyor. Kendi ilkeleri, kendi dili olan bir çizgi kimliği de yıllar içinde değişim gösteriyor. İllüstrasyon serüveninde hiç bir şeye nihai gözle bakmamak gerekir. Varolduğunuz ve ürettiğiniz sürece bu dönüşüm peşinizi bırakmayacak. İşin en keyifli tarafı da bu sonsuz dönüşüm süreci içinde hep nelerle karşılaşacağınızı beklemek…

Favori çizimleriniz hangileridir? 

Kendimi en özgür hissettiğim zamanlar, boyalarım, kalemlerim, hayallerim, duygularımla başbaşa kaldığım, kişisel çalışmalar yaptığım zamanlar. Kişisel çalışmalarımda agresif, ürkütücü, rahatsız, depresif, komik, gerçeküstü bir anlatımı illüstrasyon dili olarak güçlü buluyorum. Mizah ile ürkütücü ögelerin bir araya geldiği kontrastlar bir çok kişisel illüstrasyonlarımda var. Bazen de absürd bir melankoliyi çizmekten keyif alıyorum. Çok sevdiğim gerçeküstü dünyamda daha bir kuralsız dolaşıyorum sanki. Sanırım en favori çizimlerimi bu gerçeküstü dünyada dolaşırken oluşturuyorum.

Fenerköy Öyküleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Biraraya gelip öyküleri konuşmaya başlamadan önce, Sevgili Ayşe Gülay Hanım ilk telefon konuşmamızda bana Fenerköy’ü anlattığında yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. Fenerköy, herkesin ah evet ben burada yaşamak istiyorum diyeceği, doğanın bozulmadığı, sanatsal ve kültürel faaliyetlerin olduğu, insanların huzur içinde yaşadığı, çalışmanın ve üretmenin çok değerli olduğu şipşirin bir sahil kasabasıydı ve öyküler bu şipşirin sahil kasabasında geçiyordu. Ben bir çocuk kitabı çizeri olarak çocuklara doğru değerler vermeyi çok önemsiyorum. Fenerköy, doğal güzelliği ile hayalini kurduğum ve herkesin yaşamak isteyeceği bir köy olmakla beraber içinde yaşayanların doğru değerleri ile de, çocuklar için çok olumlu bir örnekti. Fenerköy’ü çizgilerimle ve renklerimle çocukların hayal dünyasına taşımak çok keyifli olacaktı. Bu heyecanla, öyküleri resimleme süreci başlamış oldu. Böyle çalışmalarda kitapların basılmış halini elinize aldığınızda hissettiğiniz duygu en büyük ödülünüz oluyor.

Fenerköy’de Fırtına – Fenerköy Öyküleri/Altın Kitaplar Yayınevi

İnsanların çalışmalarınız hakkında dile getirdiklerini bizimle paylaşabilir misiniz?

İnandığınız bir alan üzerinde severek, heyecan duyarak çalışıyorsanız, ürettiklerinizle ilgili mutlaka olumlu geri dönüşler alıyorsunuz. Bir de çocukların tepkilerini çok önemsiyorum. Onların önyargısız, naif dünyalarından gelen yorumlar, ürettiklerime çocukların gözünden bakabilmem açısından önemli katkı sağlıyor.

Son çalışmalarınızın öyküsünü anlatır mısınız?

Şu anda elimde bir kaç iş birden var. İlk kitap, çok değerli bir yazar arkadaşım çocuklara tarihi belli bir öykü örgüsü içinde, içine heyecan katarak anlatmış. Ben de içinde geçen dönemi araştırarak çiziyorum. Tarihi kitapları resimlemeyi çok seviyorum. Çünkü dönem araştırması yapmak beni bir yandan da bilgilendirdiği için inanılmaz keyifli. İkinci resimlediğim kitap, doğa ile ilgili içinde yine çok değerli bilgiler barındıran, çocuklar kadar büyüklerin de ilgisini çekecek doğa dostu bir kitap. Bu kitabın hedef kitlesi daha geniş bir yelpazede değerlendirildiğinden, illüstrasyon dili de çocuk kitaplarından farklı olacak elbette. Üçüncü resimlediğim kitap ise eğlenceli, komik ve çevreye duyarlı muhteşem bir kitap.

Kafka: Ulaşılmazı Arzulayan Adam

Yarattığınız karakterler üzerinde nasıl çalışıyorsunuz? Süreci aktarır mısınız?

İllüstrasyonda bir sipariş olgusu var. Eğer elimde bir öykü varsa, karakterlerin de öyküde betimlemeleri oluyor. Bu betimlemeler bazen çok detaylı bazen de az oluyor. Burada çizerin amacı, karakterin okuyucunun hayalinde daha iyi canlandırması için çizgisiyle okuyucuya destek olmak. Ben de öyküdeki bu ipuçlarıyla karakter çizimimi yapıyorum. Karakter tasarlarken defalarca çizerim. Çizdikçe daha rahat ve kendini iyi ifade eden çizgilere ulaşıyorsunuz. Abartılı mimikler, belli deformasyonlarla şekillenmiş beden dili, yüzlerde, bedende kontrastlar olmazsa olmazım. Çizerken öyle bir an geliyor ki çizdiğim karakter öyküyle birden örtüşüyor. Geldiğiniz bu nokta yarattığınız karakterin oluştuğunu işaret eder ve bundan sonra ufak dokunuşlarla karakterimin çizimini sonlandırırım.

Hayalinizde nasıl bir karakter var? Üstünde çalışıyor musunuz?

Ben gerçeküstü dünyayı resimlemeyi seviyorum. Bu gerçeküstü dünyamın kahramanları da genelde alışılmadık, bilinmedik formlarda canlılar, yaratıklar oluyor. Evet benim belli başlı yarattığım karakterlerin en başında yaratıklar geliyor. Bilmiyorum belki de çevremde gördüğümüz formlar dışında bir şeyler tasarlamak, yaratmak, hayal dünyamı zorladığı için seviyor olabilirim. Kişisel çalışmalarımda alışılmadık canlılar bol miktarda var ve olmaya devam edecek..

Sanat ve sanatçının tanımı size göre nedir?

Sanatı tek bir tanım içine sığdırabilmek çok mümkün değil. Çok sayıda sanatsal alanın içinde öylesine farklı akımlar var ki, bu zenginlikten düşünsel boyutta, farklı tanımlar çıkarabiliriz. Biraz basite indirgersek bu geniş yelpazenin tek ortak paydası bence üslup. Duygularımızı yazarak, çizerek, konuşarak, beden dilimizle ya da üç boyutlu malzemelerle anlatabiliriz. Kendimizi ifade ettiğimiz bu araçlar, içinde üslup barındırarak estetik bir algı oluşturuyorsa bence bu sanattır. Üslup ve estetik kaygısıyla bir şeyler ifade etmek için yola düşmüş birine sanatçı diyebiliriz sanırım.

Ailece sanata yönelmiş olmanızı nasıl yorumlarsınız? Kimler hangi dalda çalışıyor, birlikte proje geliştirebiliyor musunuz?

Böyle bir yönelimin şans olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda çocukluğumdan beri kendimi şanslı görürüm. Babam inşaat mühendisiydi. Teknik bir alanda çalışmasına rağmen sanata düşkündü. Benim ve benim gibi çizer olan ablamın resim yapma eğilimi küçük yaşlarımızda ortaya çıkmıştı. Bu dönemlerde babam bizlere hep çizimle ilgili kitaplar alırdı. Babamın aldığı bu kitaplar resim yapma sevgimizi hep besledi. Ablam Nuran Özekçin T.G.S.Y.O grafik bölümü mezunu. Bu sayede bende lise yıllarımda yüksek öğrenimimi nerede yapacağımı çoktan kararlaştırmıştım. Eşim Reha Barış M.Ü.G.S.F grafik bölümünden sınıf arkadaşım. İkimizde yıllarca reklam şirketlerinde sanat yönetmeni olarak çalıştık ve çok yakın dönemlerde serbest illüstrasyon yapmaya başladık. Benzer hedeflerimizin olması ve yaptığımız işle ilgili sürekli fikir alışverişinde bulunmak çok güzel. Yeğenim motion designer, eşimin yeğeni iç mimar. Bir araya geldiğimizde sanatın farklı alanları üzerinde konuşacak çok şey oluyor.

Nar Küçükken

Mutluluk ve sanatı nasıl ilişkilendirebilirsiniz?

Yeni bir şeyler öğrenmek ve kendini ifade edebilmek insanı her zaman mutlu eder. Sanat adına bir şeyler üretmek sürekli dünyayı izlemeyi araştırmayı gerektirir. Ne kadar beslenirseniz o kadar çok söyleyecek sözünüz olur. Sanat yapıtları, sanatçıların söylemek istedikleriyle doludur. Bir sanatçının en büyük mutluluğu, söylemek istediklerini bir ifade aracı yoluyla, kendine özgü diliyle olabildiğince çok insanla paylaşabilmektir.

İllustrasyon dışında meşgul olduğunuz başka bir sanat dalı var mı?

Müzik, sinema, tiyatro, bale gibi bir uğraşım yok. Sadece iyi bir dinleyici, izleyici ya da okuyucu olmaya çalışıyorum. Grafik bölümü mezunuyum. Uzun yıllar reklam şirketlerinde sanat yönetmeni olarak çalıştım. Bu yıllarda reklam grafiği ile içli dışlı oldum hep. Reklam grafiğinin dışında, serbest grafik tasarımları, özellikle tipografiyi çok seviyorum. Fırsat buldukça kendim serbest grafik tasarımlar yapıyorum, bazen yaptığım serbest illüstrasyonların içine tipografi yerleştiriyorum.

https://www.behance.net/cananbaris https://www.instagram.com/cananbalcibaris/

Canan Balcı Barış

1963 yılında Hatay’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nden 1986 yılında mezun oldu. 1986 dan 2006 yılına kadar birçok reklam ajanslarında sanat yönetmeni olarak çalıştı. 2006 yılından itibaren ağırlıklı çocuk kitapları resimlemeleri olmak üzere, editoryal dergi çizimleri, reklam illüstrasyonları gibi çeşitli mecralara illüstrasyon yaptı. Yurt içi ve yurt dışında karma sergilere katıldı. Bir çok üniversitede illüstrasyon üzerine workshoplar yaptı. Ege Üniversitesi Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi, Çocuk Kitapları Bölümü’nde çocuk öyküleri için yaptığı suluboya çalışmalarının orijinalleri sergileniyor. 2019 yılında Arel Üniversitesi’nde, Sanatta Yeterlilik Programı kapsamında tez konusu olarak Canan Barış’ın illüstrasyon tekniği ve sanat yaşamı incelenmiştir. Çalışmalarına İstanbul’da devam etmektedir.

Çalıştığı Reklam Ajansları: Alice BBDO, Yaratım FCB, Medina Turgul DDB, Atlantis İletişim

Çalıştığı Yayınevleri: Purple Pomegranate Press, Can Çocuk, Kırmızı Kedi, Doğan Egmont Yayıncılık, Doğan Kitap, Tudem, Altın Kitaplar, Kaynak Yayınları, Kelime Yayınları, Elma Çocuk, Beyaz Balina Yayınları, ABM Yayınları, Turkuvaz Yayıncılık, Final Kültür Yayınları

Katıldığı Sergiler:

Türk Çocuk  ve Gençlik Kitapları Haftası – Boyalıkuş Çocuk Kitabı İllüstratörleri Sergisi – Köln Kültür Vakfı – Köln (2009)

Boyalıkuş İllüstratörleri Sergisi – Tolga Eti Sanat Galerisi – İstanbul (2011)

Çocuk Kitabı İllüstrasyonları – Tüyap Kitap Fuarı – İstanbul (2012)

Boyalıkuş İllüstratörleri Sergisi – Kozyatağı Kültür Merkezi, Kozzy Sanat Galerisi  – İstanbul (2013)

Dünden Bugüne Can Çocuk Kitapları İllüstrasyon Sergisi – Saint Michel Lisesi – İstanbul (2015)

Ege Üniversitesi, Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi, Çocuk Kitapları Bölümü – İzmir (2016)

Illustrators Platform / Birinci Karma Sergisi – BMKM – İstanbul (2019)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.