Doğu Çankaya: “Sanat, varlığından değil de, yokluğundan muzdarip olan insanların yaptığı bir şey…”

0 558
Doğu Çankaya İstanbul Moda’daki atölyesinde,
Fotoğraf: Adil Gültekin

İki yıl önce tanıştım Doğu Çankaya ile. “Modalı Ressamlar” Fotoğraf Sergisi’ni hazırlarken Kadıköy Yoğurtçu Parkı’ndaki atölyesine çekim için gitmiştim.  Atölyesindeki sıra dışı şaşırtıcı resim malzemeleri aklımda yer etmişti. Daha sonra da resim ve “assemblage” çalışmalarını takip ettim. Sergilerini ve atölyesini birçok kez ziyaret ettim.

 
O kadar çok resim yapıyor ki artık yerleştirme ve saklamakta oldukça zorlandıklarını farkediyorum. Bitmeyen bir arayış ve araştırma içinde, sürekli yeni şeyler deneyerek ilerleyen, az konuşup çok üreten bir insan Doğu Çankaya. Ressam ve doktor aynı zamanda… 
 
Yeni açılan sergisi öncesinde buluştuk Moda’da. Bu röportajdan sonra da Teşvikiye’deki Galeri/Miz’e sergisini görmeye gittim. Uzun uzun bakılması gereken yapıtlar olduğunu söyleyebilirim. İlk anda renklerin ve formların estetik coşkusuna kapılıyorsunuz. Ardından malzeme çeşitliliğini, kullanım biçimlerini ve tekniğini incelemeye zorluyor sizi karşınızdaki çalışmalar. Sonra da önüne her geldiğinizde başka şeyler gördüğünüz yerleştirmelerin sembolik göndermelerine dalıyorsunuz…
Malzeme çeşitliliğine, formlara, renklere baktığınızda birbirinden bağımsızmış gibi duran parçaları ustalıkla biraraya getirirken çok eğlendiğini farkettiğiniz bilim/sanat adamının üretkenliğini ve yaratıcılığını takdir ediyorsunuz. 
 
Doğu Çankaya’nın “YENİ?DÜNYADÜZENİ” sergisi 24 Aralık’a kadar gezilebilir…
Sanat nasıl girdi hayatınıza?
Şimdi düşünüyorum da..kesinlikle hatırlamıyorum.. belki de hep vardı. Çevremdekilere ve aileme sormam gerek. Yani net bi şey söyleyemiyorum.. Bana öyle geliyor ki sanat öyle girilen ya da alınan bir şey değil gibi. Varlığından değil de yokluğundan muzdarip olan insanların yaptığı bir şey.
Yokluğundan muzdarip olan çok kişi yok gibi geliyor bana…
Bence sayısal bir çokluktan daha önemlisi içerik ve derinlik sorunudur. Yani kısaca az olsun ama öz olsun derler ya.
Sanatın insan hayatındaki yeri ne olmalı?
Görecek, duyacak ve dokunacak kadar yakın olmalı.
Sanat eğitimiyle mi? Çocuklara sanat öğretilmeli mi?
Bu kendi içinde çelişkili gibi duruyor..çünkü “eğitilmiş bir yaratıcı” bana hiç doğruymuş gibi gelmiyor..
Temel sanat eğitimi diye bir şey var. Işık, renk, form, teknik bilgisi…Sanat tarihi…Bunların gereksiz olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Evet bunlar cok gereklidir. Benim itirazım bahsettiğiniz konular öğrenilir..bunun için eğitime ve kurumlarına nasıl bir ihtiyaç olabilir ki..
Y?DD18, ahşap üzeri karışık teknik, 110 x 60 cm., 2012

 

Sanat yapmanın kuralları sizi kasıyor mu?
Böyle kurallar dizisi yok bence. Ki olsa bile bunları yok saymak ya da bunları kırmak bi anlamda sanatsal bir tavır olurdu.
Sizce izleyicinin olmadığı bir yerde sanatçının resim yapması mümkün mü?
Bence bu soruya neden resim yaptığını açıklayabilen birisi cevap verebilir. Ben ise veremem.
Düşünmek, dışavurmak, ifade etmek, paylaşmak için olabilir mi? Ya da isyan etmek, itiraz etmek ve eleştirmek için olabilir mi?
Bütün bunlar sıfatlaşmış duygulardır. Resim resimdir. Yalnızca varlığı bile bu ve benzeri kavramları kapsar ve karşılar. 
 
Son serginizin konseptinden bahsedebilir misiniz?
Serginin adı “YENİ?DÜNYADÜZENİ” hayvanlar ve insanlar  üzerinden günlük hayatın benim tarafımdan yorumlanması diyebiliriz. 
 
Kullandığınız teknikler hakkında bilgi verir misiniz?
Kağıt ve ahşap üzerine karışık teknikler kullanıyorum.
Kullandığınız malzemeler ilginç. Şaşırtıyor çoğu kez… Bir şekilde rastlaştığınız objeler sizi nasıl harekete geçiriyor? Malzemeden yola çıktığınız ya da malzeme aradığınız durumlardan bahsetmek ister misiniz?
Bu sorunun biraz benzeri galiba Picasso’ya da sorulmuş, yanıtına naçizane ben de katılıyorum: “Aramam, bulurum.”
Çok üretken bir sanatçısınız… Gelişiminizi değerlendirebilir misiniz?
Neredeyse her gün çalışıyorum. Sanırım bu iç disiplinim çok üretmemin sebebidir.
Stres hakkında ne düşünüyorsunuz? Size iyi geldiğini düşünüyorum…
Bilemiyorum. Sizin böyle bir gözleminiz varsa, açıklamasını da siz yapmalısınız.

Hem doktorsunuz hem de ressam daha ne olsun…

 

Y?DD5, ahşap üzeri karışık teknik, 110 x 110 cm., 2012
Hayranlık duyduğunuz sanatçılar kimler?
Kendi resim dünyasını oluşturmuş sanatçılar beni hem etkiler hem de ilham verir.
Kavramsal Sanat hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Kavramsız bir sanat olamaz ki.
Bu tanım benim de garibime gidiyor aslında… Siz olsaydınız kastedilen tür çalışmalara ne isim verirdiniz?
Bir çeşit modern filozofluk denemeleri bence. Düşünsel derinliği ve alt yapısı olmayan kişilerin işleri komik oluyor. Ancak komik olması dünya sanat tarihine ve belleğine zarar vermediği anlamına gelmez.
İzleyici ile aranız nasıl? “Burada ne anlatıyorsunuz?”dediklerinizde tepkiniz ne oluyor?
Hiç bu soruyla karşılaşmadım.. ne kadar şanslıyım..
“Ben sanattan anlamıyorum” diyenleri düşünce tembeli ve şanssız buluyor musunuz?
Hayır yalnızca gerçeği söylemiyorlar.
 
 
Mutluluk nedir? Sanatla ilişkisi nedir?
Mutluluğun tanımını yapamam.. ama şunu söyleyebilirim.. anımsadığım güzel anları mutlu olduğum anlar olarak da tanımlayabilirim. İlişkiyi ise şu açıdan görüyorum.. üretmediğinde mutsuzluk kesin ancak bu ürettiğinde mutlu olacağın anlamına gelmiyor.
Ne güzel bir tanım… İstanbul’u beş duyunuzla tanımlayabilir misiniz?
Erguvan dir. Yani kokusu vardır. Rengi yakışır. Dokunmak istersin ama kıyamazsın. Baharın cıvıltısı ve taze lezzetleri…
Ne kadar olumlu bir bakış…İstanbul hep baharı mı yaşıyor size göre? Taze lezzetleriniz hakkında da bir ipucu verseniz?
İstanbul bir günün içinde dört mevsimi olan bir şehir bence.
İstanbul için bir hayal projeniz var mı?
Tüm alışveriş merkezlerini sanatçılara devrederdim. Dükkanları atölyelere dönüştürürlerdi.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.