Ceylan Dökmen: “Kendi dansını yaratan bir kum tanesi olmak… diğer kum tanelerini de düşünen…”

0 257

Ceylan Dökmen, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Heykel Bölümü’nde Prof.Rahmi Aksungur, Prof.Meriç Hızal ve Metin Ekiz atölyelerinde eğitim gördü. 2010 yılında Marmara Üniversitesi Heykel Bölümü’nde Prof. Nilüfer Ergin ve Prof Nilay Büyükişliyen atölyelerinde yüksek lisans yaptı. Politecnico di Milano’da ışık tasarımı eğitimi aldı. Kendini ışık ve heykel birleşimi konusunda geliştirdi. İtalya’da ve Türkiye’de çeşitli kişisel ve karma sergilere katıldı.

 

Eserleriniz üzerinden sanatınızın gelişim ve değişim sürecini anlatır mısınız? 

Sanat üretiminin ışık tuttuğu alan, hayatın içindeki devinim, değişim  ve bu devinimler karşısındaki insanoğlunun denge arayışlarıdır. Kent ve insan arasındaki ilişkilerin sınır noktalarına ulaşmaya çalışmaktayım. Kentin nasıl bir oluşum olduğuna değinip, heykellerim aracılığıyla yeni kent ve sosyal düzen arayışları yaratmaya çalışmakta ve insanın doğa karşısında yarattığı, sonra da kendini hapsettiği dünyayı ve dünyanın açmazlarını ele almaktayım. Heykellerimde denge ve güven arayışı, aynı zamanda gerçeklik ve gerçeküstücü bir dünya arasında gidip gelmekteyim. Bu eserler, yerleşiklik ve göçebelik arasında gidip gelen hassas bir evrende var olmakta, kullanıldığı malzemenin keskinliği, inceliği ve kırılganlığı ile desteklenmektedir. Malzeme olarak ahşap, metal, deri ve polyester kullanmaktayım.

Kent arayışlarından sonra, kentin içinde insanın özellikle bir kadının varoluşu üzerinde düşünceler üretip, kadınlığın fiziksel ve ruh hallerini üç boyuta dökmeye çalıştım. Daha sonra, insanoğlunun zaaflarını, arayışını, sorgulayışını, sırlarını, gizemlerini, toplumsal olaylar karşısındaki duruşunu mitolojik imgeler aracılığıyla heykellerimle ifade etmeyi denedim. Son dönemde ise, doğa ve kent üzerine işler üretmeye devam ediyorum. Dünyanın gidişatının hepimizi mutlu etmediği aşikar. Bunun karşısında bir çığlık, bir arayış, bir kucaklayış olarak doğaya dönüyor yüzüm.

 

Günümüz sanatı hakkında neler söylemek istersiniz?  

Tanımlaması zor, sınırların kalktığı, sanatın içindekilerin bile, bazen zor tanımladığı bir ortam. Tanımların, iyiliğin ya da sanat olup olmadığının ancak, özgünlük, samimiyet, duyuları veya düşünceleri uyandırıp uyandırmadığı üzerinden başarısını tanımlayabildiğini düşünmekteyim.

Son çalışmalarınızın hikayesi nedir?

İnsanoğlunun, kendi yarattığı dünya ve bu dünya karşısındaki açmazları, bu açmazların karşısında alacağımız tutum üzerinden düşünceler ve yaratımlar üretmekteyim. Yüzünü doğaya dönme veya kendine alternatif bir dünya yaratma arzularını işlerim. Ya da bu dünyadaki olumsuzlukları distopyalar aracılığıyla anlatmaktayım.

Sanat ve sanatçı tanımınızı alabilir miyim?

Sanat, aslında tüm insanlığın, çocukken bilip sonradan unuttuğu dilidir. Yaratıcılıktır, oyundur, arayışta olma hali, sorgulama da olma hali ve bunlar üzerinden bir yaratım çıkarma ve bu yaratım aracılığıyla diğer insanlar üzerinde duygu ve ya düşünce uyandırma halidir. Bilim, felsefe, sosyoloji, psikoloji ile el ele yürüyen bir alandır. Sanatçı da bu durumda, oyuncu, şifacı, filozof ve toplum mühendisi olmalıdır bence.

Sanatçının diğer insanlardan farkı var mıdır? 

Sanatçı, çocukken hepimizin bildiği merak, şaşkınlık ve tutkuyu yitirmemeye çalışan insandır.

Mutluluk ve sanat arasındaki ilişki nedir sizce? Hayatta, insanı yaratım ve üretim içinde olmak kadar hiçbirşeyin mutlu edemiyeceğini düşünüyorum .

Sizi yaratmaya iten, tetikleyen unsurlar, ilham kaynaklarınız nelerdir? 

Kitaplar, filmler, aslında ışığın farklı düştüğü, ya da bir sebzenin katmanlarını incelediğim gibi her an. Sanatla düşünmeye başladığın zaman, her yerde sanatı görmeye başlıyorsun. Neyi çok önemsersen hayata o gözlerle bakmaz mısın?

Beğendiğiniz sanatçılar ve eserleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Kalbimde çarpıntı uyandırmaları, bende bir şeyler titreştirmeleri. Ya da iyi bir yazıdan aldığım hazzı hiçbir şeyden almadığım. Bilimkurgulardan, Italo Calvino’dan ve Ursula K. Le Guin’den çok beslendim.

İzleyenlerin eserlerinize verdiği tepkilerin sizdeki yansımaları nasıl oluyor?

Güzellikler, iyi hisler uyandırmak, eserlerimin diliyle insanlara ulaşmak, başka bir dili konuşabilmek tabi ki çok iyi hissettiriyor. Ama iyi hissetirmenin verdiği konfor alanına girmemek gerekiyor. Daha iyi, daha içten eserler üretmek, sanatçılığın verdiği sorgulama sorumluluğunu unutmamaya çalışıyorum.

Sanatın günlük yaşamımızdaki yeri nedir, ne olmalıdır sizce? 

Sanat benim için yemek, içmek, soluk almak, konuşmak gibi.  Oğlumla iletişimimin bile içinde. Ama sanatla yaşarken, düşünürken, aslolanın dünyaya ve insanlara ,nasıl bir his bırakacağım olduğunu, hayatın bir nefes olduğunu unutmamaya çalışıyorum.

Hayatın anlamı nedir size göre? 

Güzel yaşamak, kendini gerçekleştirebilmek olabildiğince, bir topluluğun, dünyanın, evrenin parçası olduğunu unutmamak ve bunun sorumluluğunu taşımak ama bir yandan ulaşabildiği en özgün hale ulaşmak. Yani kendi dansını yaratan bir kum tanesi olmak, ama bu dansın diğer kum tanelerini de düşünen, kolay bir dans olmadığını unutmamak.

 

Corona ve yaşadıklarımız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sanata etkisi nasıl oldu, olacak? 

Hayatta iki temel bizi şekillendiriyor gibi. Korku ve sevgi. Korona bizim korku yanımızı, savaş kaç halimizi ortaya çıkardı. Bencilliğimizi, bu dünyaya yaptıklarımızı yüzümüze vurdu. Bilimadamlarının yıllardır dediklerini hissettik ama ders aldık mı bilmem. Tabi ki ben de korktum başlarda, sindim ama daha sonra içimizdeki sevgiyi ve sorumluluk duygusunu çoğaltmak dışında bir yol bulamadım dünyaya karşı. Bir yandan da dünya da dijital bir devrimi öne çekiyor gibi corona sonrası süreç. Çağ değişiyor kabul etsek de etmesek de. Bunun sanata yansımalarını da görüyoruz nft’lerle, başka yollarla da. Bazen kendimi hala heykel yaparak, çağdışı mıyım? diye sorgularken buluyorum. Ama ellerimle üretmenin tutkusunu da bırakamıyorum.

Size verilmiş en etkili profesyonel nasihat neydi, kim vermişti? 

Heykel bölümünde okurken, ahşap atölyesinde, Meriç Hızal tarafından bence metal atölyesine geçmelisin nasihatı. Benim tümden gelim yerine, tüme varıma yakınlığımı, kütlesellikten çok, çizgiselliğe çekilimimi hissetmiş insandır. Sanat ve hayat yolumda önemli bir değişim sağlamıştır bu nasihat. Sevgiler, saygılar, teşekkürler kendisine…

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.