Sanat terapisti Layika Begüm Janowski: “Insan varolduğunu ifade etmeye muhtaç tek canlı türüdür ve bunu en katıksız şekilde sanatla yapar.”

0 394
Frida Kahlo “Kökler”
İç dünyasını resimlerine yansıtan Frida Kahlo´nun sanat terapisi yaptığını söylemek mümkün..

Datça’ya tatile gelmişti sadece. Benimle tanıştığında bu röportajı vereceği nereden gelirdi ki aklına?  Sanat terapisti Layika Begüm Janowski ile sanat ile terapi konusunda konuştuk..

Sanat Terapisi nedir? Nasıl uygulanır?
Sanat terapisi temelini psikoterapiden alan, farklı sanatsal alanlarda dışavurumu ve bilinçaltını yorumlamayı hedefleyen bir terapi yöntemidir. Bu yöntemde ağırlıklı olarak resim, çizim, meditasyon teknikleri, hamur, fotoğraf, rol oyunları vb. çeşitli teknikler kullanılır.

Sanat terapisinde dışavurum nasıl ortaya çıkar ve yorumlanır?
Klasik psikoterapi yöntemlerinde de olduğu gibi amaç, belli bir konu uzerinden bilinçaltındaki his ve düşünceleri su yüzüne çıkarmaktır. Sanat terapisinde bu konuşarak değil, yaratıcı yöntemlerle yaptırılır. Amaç kendini ifade edebilmektir. Bilinçaltı kağıt, tuval (renkler, imgeler vs.) üzerine döküldükten ya da hamurla şekil bulduktan sonra terapistin yönlendirmesi ile yorumlanır.

Sanat terapisi çalışmalarınız hakkında örneklemelerle bilgi verebilir misiniz?
Sanat terapisi sanat yapma amaçlı değildir. Tamamen meditatif bir şekilde içe dönmeyi ve bilinç altını yansıtmayı hedefler. Her kişinin zihninde ve içinde taşıdığı konu farklıdır. Bu açıdan örneklemek zor.. Fakat şunu söyleyebilirim ki yaptığımız seçimlerin neredeyse hiçbiri tesadüf değildir. Seçtiğimiz renkler ve imgelerin hepsinin bir anlamı vardır.

 

Kendimden örnekleyeyim.. Bir hafta kadar önce Leipzig (Almanya) hayvanat bahçesinde resim akademisine katıldım. Beş gün boyunca fillerle çalıştım ve son gün ortaya çıkan akrilik boya tabloda, bilinçaltımın beni devasa bir anne fille onun yavrusunu suya girerken (girmeye teşvik ederken) çizmeye yönlendirdiğini keşfettim.

Aslında fillerle cok ilgili değildim ama onlarda beni çeken bir şeyler olduğunu biliyordum. Bu ancak beş gün boyunca çalıştığım tablo bitip yorumlandığı zaman ortaya çıktı tabii ki.

Filler güçlü, kuvvetli, haşmetli, kortucu ama aynı zamanda duygusal, sevecen ve sosyal hayvanlar. Geçen sene anne oldum ve anneliğin bende uyandırdığı hisler ve yarattığı duygusal değişiklikleri fil imgesi cok iyi özetliyordu. Özellikle de seçtiğim sahne.  Bu örnekte üzerine calışılan psikolojik bir sorun yok, sadece benim dokuz aylık duygu durumumun çok iyi bir yansıması idi..

Layika Begüm Janowski

Sanat terapisi kimler için önerilebilir?
Sanat terapisi kendisini yaratıcı olarak ifade etmeyi seven ya da buna isteği olan ve terapiye ihtiyacı olan herkes için yapılabilir. Yaşlılar, hastalar, çocuklar.. 

Akut durumlar üzerine çalışılabileceği gibi kronik konularda da uygulanabilir. Örneğin ocak ayında hamilelere yönelik bir kurs düzenleyeceğim. Onların hayatlarının en büyük degişimine, yani anne rolüne alışmalarına yardımcı olarak, doğum ve sonrasındaki süreçle ilgili kaygılarını azaltmayı, rahatlamalarını sağlamayı, stressiz bir hamilelik geçirmelerini amaçlıyoruz. Bu akut ve kısıtlı süreli bir terapidir.  Aynı şekilde kronik depresyon teşhisi konmuş bir kişi de sanat terapisi yaparak kendini ifade edebilir ve hatta klasik anlamdaki psikoterapiden daha fazla ilerleme ve rahatlamaya ulaşabilir. Bazı insanlar sanat yoluyla kendilerini daha kolay anlatabildikleri tespit edildiği için bu yöntem uygulanmaktadır.


Sanat iyileştirici gücünü nereden alıyor sizce?
Sanat ilk çağlardan beri bilinenen en eski ifade biçimidir. Mağara duvarlarına kazınan figürler o zamanki insanlar için nasıl en önemli şeyler idiyse bugün de sanatla ifade biçimine “varoluş” diyebiliriz. Insan varolduğunu ifade etmeye muhtaç tek canlı türüdür ve bunu en katıksız şekilde sanatla yapar. Varolduğunu hissetmek insanı iyileştirir ve “kendi”ni gerçekleştirmesine yardımcı olur.

Bu yöntem ne zamandan beri hangi ülkelerde kullanılıyor?

20. yüzyılın ortalarında A.B.D. ve Avrupa´da kullanılmaya başlamış ve geliştirilmiş bir yöntemdir. Şu anda Almanya´da Lisans ve Yüksek Lisans düzeyinde eğitimi veriliyor ve Psikoterapinin bir alt dalı olarak görülüyor. Ancak Psikoloji/Psikiyatri kadar kurumlaşmış ve oturmuş değil.

Bu yöntem ülkemiz için önerilebilir mi?
Türkiye´de bununla ilgili bir eğitim birimi ve gerekli altyapı oluşturulursa tabii ki birçok alanda kullanılabilir. Hasta çocuklar ya da yaşlı bakım evlerinde neden çalışılmasın? Küçük ölçekte bireyin, büyük ölçekte toplumun yaşam kalitesini artırabilecek bir deneyim olur. Ya da özel muayenehanelerde kişiler terapiye gelebilir. Bunun için kişinin belli bir eğitime ya da beceriye sahip olmasına gerek yok.
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.