Ayşim İncesulu: “Yeni nesil çocuklar bir başka parlak ve farkındalıkları yüksek çocuklar.”
Yeğenim dört yaşında. Onunla her oyun oynadığımız, kitap okuduğumuz, sohbet ettiğimizde bir başka şeye şaşırıyor, hayranlık duyuyor ve üzerinde düşünüyorum. Zamane çocuklarının algıları, tepki ve davranışları sanki daha farklı… Uzaylı gibiler. Hata affetmiyorlar. Anne babaları da öyle! Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı, Psikolojik Danışman ve Rehber Ayşim İncesulu ile bu konuyu, okul öncesi eğitimi konuştuk: Neden bu mesleği seçtiniz? Seçtim mi? Bilemiyorum.. Sanki bu işi yapmak üzere doğmuşum gibi geliyor bana. Altı yaşındayken kardeşime ve komşuların çocuklarına gönüllü olarak keyifle “ablalık” yapıyordum. Annemi modellediğim yaşlarda kendi odamda kurduğum sanal dünyada oynadığım yaratıcı oyunlarda da hiç zorlandığımı hatırlamıyorum. Ortaokulda serbest kompozisyonda seçtiğim konu da çocuklar üzerineydi… En parlak notumu almıştım. Lise yıllarında ise arkadaşlarım telaşla araştırırken ben çoktan mesleğimi seçmiştim. Sadece böyle bir eğitimi en iyi hangi üniversitenin verdiğini araştırmak kalmıştı. Hacettepe’de buldum kendimi. Çok keyifle okudum, Birincilikle mezun olduğumu söylediler okuldan ayrılırken. Öğretim görevlisi olarak kalmamı tavsiye ettiler. Gurur duydum. Çok severek bir dalı okumanın doğal sonucuydu bence. “Sahada” çalışmayı hedeflemiştim, iyi ki de öyle yapmışım… Çalışan bir kadın olarak mutlu olduğunuzu görüyorum. Anne olarak da başarılı mısınız? Sırrı nedir? Evet, çalışan bir kadın olarak mutluyum. En zor anlarımda bile çalışmak hep iyi gelmiştir bana. Sevdiğiniz bir işte çalışıyorsanız ve de çalışma ortamı tatmin edici ise… Hele çocukların kirlenmemiş dünyaları, ışıltılı enerjileri sizi besliyorsa benim gibi şanslıysanız… Anne olarak başarılı mıyım? Sormam lazım! Çalışma hayatına atıldıktan üç sene sonra kendi işimi kurmuşluğum anne olarak da düzenimi kurabilmeme yardımcı olmuştur. Süt verirken iş yerimin evime yakın oluşu, iki yaşından itibaren çocuklarımı kendi okuluma başlatıp sevgili öğretmenlerimin güvenli ellerine teslim etmemin de hayatımı çok kolaylaştırdığını söylemeliyim. İş dönüşlerimde akşamları tüm vaktimi onlara ve düzenli uyku saatlerinden dolayı kendime ve eşime ayırabilmeyi başardığımı düşünüyorum. “Çalışan anne” olarak düzenli bir tempoya önem vererek, başından beri bilinçli davrandım. İşin sırrı hem işinize hem çocuğunuza hem de kendinize vakit ayırabilmiş olmanız! Çocuklarımın yaş aralığını geniş tutma kararımın da etkisi olmuştur. “Hazır kapanmışken, bir arada çıksın. Beraber büyürler…” klişesini her iki çocuğumla da tam olarak ilgilenebilmek için “Ne zaman hazırsam o zaman!” a çevirmiş olmamı da ekleyebilirim. Başarının tarifi nedir sizce? Zor bir soru. Cevabı da kişiye göre değişir diye düşünüyorum. Bana göre hedefleriniz olmalı ve o hedefler için çalışmalı, çaba göstermelisiniz. “İşiniz” olabilir, “sevdiğiniz” olabilir, “eviniz” olabilir, “sanatınız” olabilir. Sonuç ne olursa olsun çalışmak ve emek vermek bence başarının sade bir tarifidir. Severek, isteyerek azimle çalışırsanız. en önemlisi kendinize güvenir ve inanırsanız başarı kendiliğinden gelecektir. |
28 yıldır anaokulu eğitimi veriyorsunuz. Dünün ve bugünün çocukları arasında fark görüyor musunuz?
Ayşim İncesulu, Ayışığı Anaokulları Kurucusu ve Eğitimcisi, Türkiye Özel Okullar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Okul Öncesi Eğitimi Komisyonu Başkanı |
Dadılarla sınırlı sayıda ya da yeterlilikteki parkta vakit geçiren çocuklar için anaokulları çok keyifli bir çevre ve oyun ortamı yaratıyor ister istemez… Mahalle okulları kavramı kalmadığı için en iyi okul aranıyor anaokulundan başlayarak. Giderek daha iyi okullar için sıraya giriliyor. Bu okullara hazırlık aşamasında çevredeki çocuklardan çok “annelerin hedefleri”ne yetişmek kaygısı ile “çocuk olmak özgürlüğ” heba olup gidiyor, sınavlara giriliyor. Üç yaşındaki kızını anaokulumuza kayıt için getiren bir annenin “sizden mezun olanlar çok başarılı oluyormuş ilkokulda… En iyi üniversiteyi kazanması için siz hangi okullara sokabiliyorsunuz?” sorusunu dehşetle hatırlıyorum.
Kaliteli bir yabancı dil kazanımı ve kullanımı çok önemsenmelidir. Bu nedenle isteyen okullara ikinci dörtten önce, isteyen okullara da üçüncü dörtten önce “yabancı dil hazırlık sınıfı” açma izinleri verilmelidir.
Özellikle kız çocuklarının okula gitme oranındaki artış başarısı artırılarak sürdürülmelidir. Son dört yılda eğitim alternatifi olarak önerilen “açık öğretim” adı altında evlere kapatılma ve çocuk yaşta evlendirilme ihtimali olan kızlarımıza 12 yıllık zorunlu eğitim kapsamında fırsat eşitliğinin sağlanması için her türlü tedbir alınmalıdır.