Stil danışmanı Esra Başıbüyük: “Devir, insanların içindekileri dışarı çıkartma devri. İnsan kendinin peşinde olmalı.”
Banu Savaş, Styling ve Fotoğraf: Esra Başıbüyük |
Nereden başlamalı Esra’yı anlatmaya? Fotoğrafçılığından mı, tadı damağımızda kalan Cumhuriyet gazetesi röportajlarından mı, yoksa coşkusu ve iddiası dergi sayfalarından taşan moda editörlüğünden mi? Şahane arkadaşlığından, lezzetli mutfağından, gözlerinden fışkıran ve çevresindeki herkese sıçrayıveren yaşam sevincinden mi? Esra Başıbüyük güzel bir insan. Yürekli, olumlu, çalışkan, yetenekli bir kadın. Show, sahne ve iş dünyasının birçok ünlüsüne stil danışmanlığı yapıyor. 2007 yılı Fashion TV “Yılın Moda Editörü” ödülünün de sahibi… Eğitimin nedir? Fotoğraf okudun sanırım? Aslında Anadolu Üniversitesi’nde Grafik Tasarımı okudum. Üniversite yıllarımda fotoğrafçılığa aşık oldum! Benden beklenen hep fotoğraf yönünde bir kariyer oldu. Ve sonrasında deneyimlerim bunun üstüne gelişti. Stajlarımı farklı alanlarda profesyonel fotoğrafçıların yanında yaptım. Londra’da birçok fotoğrafçının ürettiklerini yakından izleme fırsatım oldu. |
Dil eğitimi için gitmiştim. Sanat konusunda da ekleyebildiğim kadar eğitim ekleyebilmekti amacım. Central Saint Martins’de bir sezon boyunca Moda Tasarımı ve İllüstrasyon kurslarına devam ettim. Bir gün çektiğim fotoğrafları sınıfta arkadaşlarımla paylaşırken İtalyan illüstrasyon hocam işlerimi beğendi ve bunları daha profesyonel birinin görmesi gerektiğini söyledi. Beni Cosmopolitan Dergisi’nin Fotoğraf Editörü’ne pasladı. Gidip tanıştım.
Styling ve Fotoğraf: Esra Başıbüyük |
O dönem 1,5 senelik staj süreleri dolmuştu. “Sadece 20 günlük bir boşluk var” dediğinde başladım hemen ve işin içine atıldım. Aynı gün elime bir fotoğraf makinesi verildi ve bir sanatçının portresini çekmek için gönderildim. Bir edebiyatçı kadının portresini çektim. Cosmopolitan Dergisi’nde çalıştığım dar zamanda alıcılarımı açık tutarak maksimum performans gösterdim. O yaşta o dönem benim için rüya gibiydi. Düşünebiliyor musunuz, yan masadaki editör Madonna’nın menajeri ile konuşuyor… Böylece dergicilik virüsü bünyeme Londra’da girmiş bulundu.
1998 yılında Marie Claire Maison dergisinden Arzu Karamani ile tanıştım. Hayatımın en önemli buluşmalarından biriydi! Çektiğim fotoğraflara baktı. Çok değerli bir sohbetin sonrasında beni moda sektörüne yönlendirdi. Kariyerime Fatoş Yalın’ın genel yayın yönetmenliği yaptığı dönemde Marie Claire’de fotoğraf editörlüğü yaparak başladım.
Marie Claire dergisinde çalıştığım ilk birkaç sene benim için okul gibi oldu. Birçok çekimde editörlük yaptım ve yazmaya başladım. Röportaj yapmaktan da müthiş keyif aldığımı fark ettim.
Çok moda çekimi yapıyordum.
Sonra kapak çekimlerinde editörlük yapmaya başladım. O dönem Vanity Fair dergisindeki “ünlü” çekimlerini çok beğeniyordum. Ve yavaş yavaş aslında ne yapmak istediğim de şekilleniyordu. Ben de ünlülerin styling’ini ve aynı anda röportajlarını yapmak istiyordum. Sanırım Türkiye’de bu işi şuurlu olarak ilk yapan insanlardan biriyim.
Şevval Sam |
Eğer sadece bir proje bazında çekimden bahsediyorsak, bir konsept oluşturup onu tümleme yolunda ilerliyorum. Uzun soluklu stil danışmanlığından bahsediyorsak, ilk önce detoks yapar gibi gardrobunu temizliyoruz.
Canan Yolaç |
Anlayabildiğim kadarıyla renk ve oran işi bu?
“Olmazsa olmaz” olmalı!