Nejla Burnazoğlu Turner: “Bitkilerle yaşamak bana sabırlı olmayı, kabullenmeyi, akışına bırakmayı ama aynı zamanda ertelememeyi, sevgiyi, huzuru, en önemlisi de dengeyi öğretti.”

0 312

Nejla Burnazoğlu ile gazetecilik yıllarından tanışırız. Benim halkla ilişkiler mesleğinde olduğum günlerden… Yıllar sonra Instagram hesabıyla dikkatimi çekti. İstanbul’dan Antalya’ya göç etmişti. Bitkilerle konuşuyordu. Komikti. Bitkileri seviyorsanız Nejla Burnazoğlu’nun instagram sayfalarını da seveceksiniz…

                      Nejla Burnazoğlu Turner                Instagram: @PlantLoversOfTurkey

 

Antalya’ya taşınarak hayatınızı değiştirmişsiniz. Öyküsünü anlatır mısınız?

İstanbul’da 18 senelik iş hayatından sonra devreler yandı sanıyorum. Çok uzun süre dergicilik yaptım, ardından da dijital içerik ajansımı kurdum; yani 18 sene boyunca yaşamayı bir kenara koyup çalışmışım. İstanbul’un çehresi değiştikçe benim de İstanbul’a olan aşkım değişmeye, azalmaya başlamıştı. Eşimle kedilerimizi (Nesli ve Bilge) alıp 1 ay Antalya’da kafa dinlemeye karar verdik. O sonra 2 ay oldu, sonra 3 ay… Evden çıkıp yürüyerek denize gidebilmek, mahalle arasında bile karşıma çıkan parklar, 24 saatin içine nelerin sığabildiğini şaşkınlıkla seyretmek, en bürokratik işleri bile 1 saat içinde halledebilmek, gideceğim yerin önünde stres olmadan arabayı park edebilmek; tüm bunlar İstanbul’a dönmeyi imkansız hale getirdi ve Antalya’da “yaşamaya” karar verdik.

Çiçeklerle bağınız ne zaman başladı?

Anne-kız çatışmasının sonuçlarından biri de ona benzememeye çalışmak. Annem bitki yetiştirmeyi çok sevdiği için farkında olmadan bitkileri de listeye almışım… Sanırım o yüzden bitki bakımına uzun yıllar mesafeli durdum. Ne zaman ki kendimi tanımaya, anlamaya ve kabullenmeye başladım, işte o zaman bitkiler hayatıma girdi; yani anneme benzemek artık benim için sorun değil mükafat olmaya başladığında… Bu bir tesadüf mü? Hiç sanmam. O yüzden Instagram’da kurduğum “Bitkiseverler Platformu” @PlantLoversOfTurkey’de mottom #BitkilerleBüyüyoruz.

Çok komik paylaşımlarınız var. Instagram sayfanızı çok neşeli ve çekici kılan bu mizansenler nasıl doğuyor?

@PlantLoversOfTurkey bitki topluluğunu kurarken amacım eğlenmek ve öğrenmekti. İçerik de doğal olarak o yönde gelişti. Burası müthiş bir network. Herkes bitki aşığı. Birisi “A” dediğinde diğeri cümlenin devamını getirebiliyor. Aynı dilden konuşuyoruz, çok ortak yönümüz var; bu da olağanüstü bir aidiyet duygusu oluşturuyor. Birinin bitkisiyle bir derdi varsa paylaşıyor, ben de tüm toplulukla paylaşıyorum, tecrübesi olanlar deneyimlerini aktarıyor, hepimiz aynı anda bu bilgiyi almış oluyoruz.

Çokça anket yapıyorum: En son aldığın bitki hangisi? En son köklendirdiğin? En son öldürdüğün? En şımarık bitkin hangisi? Dilini çözdüğün? Çözemediğin? Tüm bunlar platformda paylaşıldıkça hem #BitkilerleBüyüyoruz hem de #BirlikteBüyüyoruz.

Bu eğlenceli videolar da bu gözlemler sonucunda, topluluğun ortak konularının bir süzgeçten geçmesiyle ortaya çıkıyor. Mesela hepimizin en büyük derdi, eve yeni bitki getirirken “yine mi bitki” cümlesiyle karşılaşmak. Eve gizli gizli bitki sokarken eşimin beni yakaladığı videoda “aa beni takip etmiş herhalde” diyorum. Bu videoyu 500.000 kişi izledi. 10.000 etkileşim aldı, bu ne demek: En az 10 bin kişiyle aynı duyguları / durumu paylaşıyoruz. Bitkimin köklendirme aşamasını ve son halini gösterdiğim bir videoyu 1 milyondan fazla kişi izledi. 20.000 kişi beğendi, kaydetti, yorum yazdı, bir arkadaşına yolladı. Bu ne demek: En az 20 bin kişiyle ortak merakımız var. Bu videolara Brezilya’dan, Rusya’dan, dünyanın dört bir yanından, kendi dillerinde yorumlar geliyor. Neyse ki GoogleTranslation var, hepsiyle iletişim kurmak mümkün oluyor…

Bitki aksesuarları dükkanınızı nasıl kurdunuz? Nasıl başladı?

Asıl amacım platform oluşturmaktı. Dükkan fikri sonradan gelişti. Instagram’da @PlantLoversOfTurkey’yi kurduğumda çok uzun süre benim gibi bitki severleri takip ettim. Neleri seviyoruz, nelerden dert yanıyoruz, neye ihtiyacımız var; 7/ 24 bunları inceledim. Toprak karışımı çok ciddi bir konuydu, marketten alınan topraklar bitkilerin sağlıklı gelişmesinde en büyük engeldi. Hepimiz bitki köklendiriyorduk ama buna uygun alternatif ve dekoratif aparat yoktu. Saksıları asmayı seviyorduk ama makromeden başka alternatifimiz yoktu. Bitkilerin yaslanıp boy atabileceği bitki desteklerine ihtiyacımız vardı ama piyasada olanlar plastik ve çirkindi. Bu gözlemlerin sonunda PLOT markasını oluşturmaya karar verdim. Uzun bir süreçti. Marka kimliği oluşturmak, ürünleri geliştirmek, üretmek / ürettirmek, marketing çalışmaları… Hepsi tamamlandıktan sonra www.plantloversofturkey.com ve Trendyol, N11, Etsy gibi e-ticaret platformlarında satışa başladım. Kardeşlerimin destek ve yardımlarıyla tek kişi olarak başlattığım marka artık benimle birlikte bir ekibe emanet.

Çiçeklerin günlük yaşamımıza etkileri sizce nasıl?

Bitkilerle yaşamak bana sabırlı olmayı, kabullenmeyi, akışına bırakmayı ama aynı zamanda ertelememeyi, sevgiyi, huzuru, en önemlisi de dengeyi öğretti. Budistlerle kampa girsem daha iyisini öğrenemezdim.

Çiçekler onlara anlattıklarınızı ne kadar anlıyor?

Onlar her şekilde anlıyor. Anlamak için çaba sarfetmesi gereken benim. Bitkiler müthiş canlılar. Çok netler. Gereksiz duygu dalgalanmaları yok. Bu demek değil ki, hepsi harika büyüyüp gidiyor. Hayır. Ama iletişimdeler: Işığım az diyor, bak yine dengeyi kaçırdın beni çok suladın/az suladın diyor, toprağımı değiştir diyor… Elimden geldiğince kendimi açık tutarak ve tabii bir yandan da sürekli araştırarak onları anlamaya gayret ediyorum.

 En sevdiğiniz çiçekler hangileri? 

Hepsi! Kocaman yeşil yapraklıları da çok seviyorum, minik sarkıcıları da, dertsiz olanları da, nazlı olanları da… Hepsi başka yanımı iyileştiriyor.

Sizce evin enerjisini yükselten ya da bozan çiçekler var mı?

Evin enerjisini bozan bitki olamaz sanırım, olsa olsa yapay bitkidir o!

Karakter atıfta bulunun desem nasıl bir sınıflandırma yapardınız? Hangi bitkileri daha çok seviyorsunuz?

Genel anlamda tropik bitkileri çok seviyorum. Dev yeşil yapraklılar ve sarmaşıklar en sevdiklerim. Ama Alocasia’larla sürekli kavga edip barışan, bir türlü anlaşamayan çiftler gibiyiz, bugün tövbe ediyorsam yarın ayrılamam diyorum 😉

Yayılıcı sukulentler bana bolluk ve bereketi çağrıştırıyor. Çoğaltması çok kolay ve hızlı olduğu için izlemesi çok keyifli oluyor. İyi anlaşıyoruz, konuşmayı severler, dertlerini sık sık paylaşırlar, ben de ona göre yeni düzenlemeler yaparım bakımlarıyla ilgili.

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.