Zuleyha Abdullayeva ile Müzik Terapisi..

0 405

Zuleyha Abdullayeva, “Sana Seni Çalayım” müzik terapi uygulamasıyla dikkatimi çekti..

Bir müzikolog insan sağlığı alanında nasıl sorumluluk alabiliyor? Bu yöntem size mi ait, yoksa dünyada uygulanan bir terapi şekli midir?
Müzikolog, müzik tarihi ve edebiyatı, müzik armonisi kurallarının eğitimini almış, bu bilgileri aktaran uzmandır. İnsan sağlığı ile hiçbir bağlantısı yoktur. Ben Azerbaycan Devlet Konservatuarı’nın Müzikoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra  Elmler Akademisi’nde doktora tezimi yaptım. Uzun yıllar da bu sahada çalıştım. Ama, içimde hep çocukluğumdan gelen, çaldığım doğaçlamalar öne çıkıyordu. Bu emprovizeler bana beni anlatıyordu.. Etrafımda olup geçenlerin resmini çekiyordu: bu resimde yalan yok, oyun yok, yarışma yok.. Sen varsın, olduğun gibi.. 

Bu çaldığım emprovizenin ne olduğunu anlamıyordum.. Sadece çok rahatladığımı hissediyordum. Arkadaşım piyanoyla konuşup sakinleşiyordum. Doğaçlamalarım sadece beni değil, başkalarını da etkiliyordu. Tabii buna hiç anlam veremiyordum, çünkü bunu çok kolaylıkla yapıyordum. Daha sonra doktora aldıktan sonra yaptığım emprovizeleri dinlemeye gelen insanların sayısı arttı. Bütün bunlar beni başka bir yolculuğa daha soktu. Ne çalıyordum ki, insanlar buna ihtiyaç duyuyordu.. Bioenerji, Reiki Master, Özde Şifa, Nefes Teknikleri eğitmenliklerimi aldıkdan sonra, SankPeterburg’a müzik terapi seminerlerine gittim. Orada aldığım bir sürü dersten sonra yaptığım müziğin ne olduğunu anlamaya başladım..
 
Müzik terapisi dünyanın birçok ülkesinde bilimsel tıpta çok güzel sonuçlar veren, modern çağda insanın içinde bulunduğu çok virajlı hayatında denge kurmasını sağlayan nadir bir hazinedir.

Piyano müziği – insan vücudu titreşim ilişkisini kişilerle birebir mi kuruyorsunuz, topluluklarla da  gerçekleştirebiliyor musunuz? Nasıl?
Çalışmamı piyanoda yapıyorum. Çünkü bu enstrümanla konuşabiliyorum, kendimi ve başkalarını ifade edebiliyorum. İnsanlar bazen konuşurken kendilerini dogru ifade edemiyorlar, hoşlanmadıkları bir şeyden hoşlandıklarını bile söyleyebiliyorlar. Oysa, beden aldatmaz. Vücudun ifade ettiği titreşimler yalan söylemez. Ben insanlarla konuşurken ifade ettikleri titreşimi dinlerim. Bu titreşim doğruyu söyler. Eskiden çalışmalarımı birebir yapıyordum.. Sonra kendiliğinden grup halini aldı.. Nasıl mı? İnsan grupları ile konuşarak bir enerji bağı kurululur. Bu enerji bağı onların titreşimlerini  ses dalgalarıyla duymama yardımcı olur.. Onlardan bu ses enformasyonunu alıyorum ve piyanoya aktarıyorum..
Dinleyiciler kendi frekanslarının ürettiği ama duyamadıkları sesleri böylece (duyabileceği hale getirildiğinden!) duymaya başlarlar.. Bu seslerle oluşan melodiler onların kendi sesleridir. Kendi DNA’larının sesidir.  Bu ses kuşkusuz kabul olunur.. Yani insan kendi sesini kendi yavrusu, ürettiği bir dalga olarak kabul ediyor.  Bu noktada teslimiyet yaşanır, dönüşüm de burada oluyor.. Biz kendimizin gerçek halini görüp de kabul edersek, her şeyin dönüşümü bir anda başlar.
 

 

 
Müzik terapisinin prensibi nedir?  İyileştirici gücü nasıl oluşuyor? 
Hangi hastalıkları iyileştirebiliyor?
Müzik terapisi bir dinleti değil, yani herhangi bir müziği dinlemek değil.. Müzik terapisi insan titreşimlerinin bozulmuş frekanslarının ayarlarını temin eden dengeleyici bir sistemdir. Fiziksel bedeni tedavi eden bilimsel tıpdır, bu inkar edilemez. İnsan neden hasta olur, ilk anda vücutta ritm bozukluğu, titreşimlerin ayarlarının dengesizce hareketinden.. Bu nasıl düzelir? Bu ayarların akordunun yapılmasıyla.. Bu da müzik terapisiyle yapılır, dengelenir..  Vücut güçlenir ve tıbbın yardımıyla tam iyileşme baş gösterir. İnsan bedenindeki organlar, kan damar sistemi, kalp atışları dengelenirse, her hastalığın üstesinden gelinir.
 
Deneyimlerinizden yola çıkarak müziğin hangi yapıdaki insanlarda daha etkili, hangilerinde yetersiz olduğunu söyleyebilir misiniz?
Müzik her yapıdaki insana iyi gelir.. Çünkü yaradan bu vücudu bir müzik aleti gibi yaratmış..
 
Datça Badem Çiçeği Festivali konuk sanatçılarındansınız. Nasıl bir uygulama yapacaksınız?
Bu festivalde çalışmak benim için ayrı bir zevk. Güzel bir birliktelik olacak.. Türkiyemizin böyle bir zamanında, baharın ilk müjdecisi badem ağaçlarının çiçekleriyle bütün ülkemiz çiçeklensin.
 
Her şey gelen insanların ayarlarına göre düzenlenecek ve çalışmamı onlara göre yapacağım.. ne olacağını ben de bilmiyorum.. hep birlikte akışa göre dengeleneceğiz.

“Sana Seni Çalayım” konserlerinizi daha önce nerelerde gerçekleştirmiştiniz?

Bu konserleri ilk defa 2006 yılında İstanbul’da Lale Doğan’ın organizasyonu ile Natural Festival’de yapmıştım. Kendisine de bu ilk çalışma için, güvenip inandığı için sonsuz minnettarlığımı bildiriyorum. Sonralar Türkiye’nin bir dizi kentinde, Ege Bölgesi’nde, Söke’nin Ruh Hastalıkları Hastanesi’nde de çalışmalar yaptım. Oldukça güzel neticeler aldık. Rusya’nın birçok kentinde, Moskova’da da çalışmalarımı yaptım.
 
Doğaçlama piyano dinletileriniz hakkında neler söylemek istersiniz? Notalara döküyor musunuz? Yoksa anlıklar mı?
Benim için “doğaçlama” konuşmak, dinlemek ve cevap vermektir. Ben önce dinlerim, sonra alırım ve bu aldığımı piyanoya aktarırım.. Müziği dinleyenler duyduğunu kabul eder ve dönüşüm yaşarlar. Bu süreç sözle ifade edilemez.. Söz güçsüz kalıyor. Çünkü zihin anlar, ama vücudun dönüşümünü sağlamaz. Emprovize, doğrudan vücudun bütün kapalı deliklerini açar.. Çünkü, o atomaltı hücreleri harekete geçirir.
 
Zamanın, mekanın, insan gruplarının müziğinize etkileri nasıl? Aynı yerde aynı insan gruplarıyla ayrı zamanlarda aynı müziğin üretilebilmesi mümkün mü? Nasıl?

Tabii ki çalınan emprovize o ana aittir. İnsanın o andaki haline göre çalınır. Tekrarı olamaz.. Çok etkilendiğim parçaları notaya alıyorum. CD’lerim için.. “Aşkın Halleri” isimli CD, resimlere yapılmış ezgilerimden oluştu..
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.