Eda Aksan: “Büyü, bahar, cesaret ve çılgınlık benim için aşk. Âşık olursam gözüm hiçbir şeyi görmez!”
Ve hiçbir koliye sığmadı izlerin. Kutulardan taştı, kaçıp gitti sesler. Hele verilmiş sözleri görseydin, pıtı pıtı kayboldular çatı katının karanlığında, seslendim birkaç kez, dönün,affederim yine sizi diye, dönmediler. Benim de kalmadı peşlerinden gitmeye gücüm.
Gitmek de istemedim zaten!”
Yukarıdaki satırlar Eda Aksan’ın “Hiç Çalınamamış Bir Aşk” kitabından. Pek tanıdık geldi değil mi? Hangimiz yaşamadık ki aşk acısını? Sinema gişesindeki saçları ağarmış kadın da, otobüs durağında aceleyle sigarasını söndüren adam da.. Hepimiz nasibimizi aldık bu acısı bile lezzetli duygudan…
Kitabın ismi nasıl çıktı?
Biz önce kendimize gerçekten değer vermeyi unuttuk… Çok savrularak yaşıyoruz hayatlarımızı belki de. Böyle olunca karşı tarafa değer vermek de farkında olmadan gündeminden çıkıyor insanların. Aşk büyü gibi, kafanız eğik, ruhunuz kapalı dolaşırsanız üzerinizden geçip gider! Bir de çok hızlı yaşanıyor ya hayatlar, yoruluyoruz yalan yanlış duyguların peşinde koşmaktan! Kadınlar adam gibi adam istiyor, adamlar kadın gibi kadın; tanıdığım bir sürü insan var bu şartlara uyan ama bir bakıyorsunuz ayrılmışlar, boşanmışlar… Sabrımız tükendi galiba! Kırıklarımıza fazla alıştık ya da… Öyle ya da böyle, kendimizi sevmeliyiz önce ki karşımızdaki kalbin ne kadar değerli olduğunu görebilelim.
Kadınlar değişti.. Erkekler kadınlardan çekinir mi oldular artık?