Pemi Melamet: “İstanbul bir zaman tüneli gibi… Burada yaşamak büyük ayrıcalık…

0 317

Pemi Melamet çocuklara, doğaya, sanata duyarlı, yaratıcı, çalışkan ve üretken bir insan. Azmi ve kültürü,  meraklı ve araştırmacı kişiliğiyle birleşince ortaya çok başarılı bir site çıkmış. İstanbul for kids… İstanbul’da çocuklar için faydalı, nitelikli etkinliklerin adresi bu site. Hararetle öneriyorum. Çünkü biliyorum ki Pemi Melamet her bir etkinliği ince eleyip sık dokumadan, gidip görmeden, araştırmadan sitesine yazmıyor… Onu sizlere tanıtmaktan mutluluk duyuyorum…

 
İstanbul for Kids‘i kurmaya nasıl karar verdiniz?
Kızım 2005’te doğdu. Çocuklu bir çift için İstanbul’da neler yapabileceğimizi araştırmaya da o tarihten sonra başladım… İstanbul’da hem onu eğlendirecek hem de bize keyif verecek yerler,  etkinlikler arıyordum. Önce etrafımdaki tecrübeli annelere danıştım. Arkadaşlarıma sordum. Aldığım cevap hep aynıydı: “İstanbul’da çocukla yapılacak pek birşey yok!”
 
Böylece çok sevdiğim İstanbul’u, bir de anne olarak kızımla beraber keşfetmeye karar verdim. Benim için İstanbul saklı güzelliklerle dolu bir şehir.  Kızımla birlikte araştırmaya başladık. İnternetten, gazetelerden… Rastladığım anne-çocuk siteleri de beni pek tatmin etmeyince kendi çapımda kendi etkinlik listelerimi oluşturmaya başladım ve ardından bunu paylaşmak üzere İstanbul for Kids’i kurguladım.

 

 
Gerçek mesleğiniz nedir? Kendinizi tanıtır mısınız okurlarımıza?
1968 İstanbul doğumluyum, Saint Michel Fransız Lisesi’nden mezun oldum. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İtalyan Dil ve Edebiyatı okudum. İtalya’da Scuola Politecnica di Design Endüstri Ürünleri tasarımı Bölümünü tamamladım.

Arada İtalya’da bulunduğum senelerde önce Sahne Tasarımı atölyesinde daha sonra Special Effects atölyelerinde çalıştım. İtalya dönüşü Gön Deri firmasında tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Beş sene sonunda ise Fresh’n Soft Islak Temizlik Markası için yeni fikirler, ambalajlar tasarlamaya başladım.

2005 senesinde kızımın doğumu ile iş hayatına ara verip tüm vaktimi kızıma ayırmaya karar verdim. Dikiş kursuna gidip kızım için giysiler tasarlayıp diktim, ördüm, resim atölyelerine katıldım, maskeler yaptım…
“Gerçek mesleğim nedir?” sorusuna bir cevap özetlemem gerekirse şunu söyleyebilirim: Kullanılır, işe yarar ürünler tasarlar, biraz sanat, biraz zanaat, biraz tasarım yaparım..
 
Kızınızın fikrini alıyor musunuz sitenize ekleyeceğiniz etkinlikleri seçerken?
Almaz mıyım? O benim ilham perim. Çok küçükken planları ben yapıp ona alternatifler sunarken şimdi kendisi bizim için planlar yapıyor. Aklında kalan, tekrar görmek istediği yerlere gitmeyi talep edebiliyor ve yaptığı bütün planlar çok keyifli geçiyor. Çocuklarla gezmek ayrı bir bakış açısı kazandırıyor insana, farklı bir zenginlik ve heyacan veriyor ve her gezi yeni bir keşife dönüşüyor.
 
Çok etkinlik var… Seçim kriterleriniz nedir?
Seçim kriterlerimin en önemlisi tüm ailenin birlikte yapmaktan keyif alacağı etkinlikler olması. Böylece paylaşacak, konuşacak konular da artıyor. İstanbul’un gizli saklı güzelliklerini keşfetmeye özen gösteriyorum. Çocukları ve tüm aileyi tüm duyularıyla besleyeceğine inandığım etkinlikleri, mekanları bulmaya çalışıyorum. İstanbul o kadar güzel, o kadar renkli bir şehirki…
 
İstanbul’un sevdiğiniz semtleri hangileri? 
İstanbul’un en sevdiğim semtleri geçmişten izler taşıyan semtler. Geçmişin dokunuşları olan yerler… Üzerinde zarif işlemeler olan evler, binalar, farklı kültürlerin biraradalıkları… En sevdiğimi söyleyemiyorum çünkü her semtin kendine has bir özelliği, güzelliği, bir farklı rengi var. İstanbul bir bütün olarak güzel.

Bankalar Caddesi’nde yürürken kendimi Roma’da, Cihangir’de veya Galata’da dolaşırken Floransa’da hissedebiliyorum. Nişantaşı bana Paris’i hatırlatıyor. Daha ne isteyeyim? Dünya sığmış İstanbul’a… Kültürler sentezi benim şehrim. Kasımpaşa’daki Alman Protestan Kilisesi’ndeki “Bir Barok Kutlaması” adlı konseri izlerken her milletten insanla birlikte olmak çok keyiflendirmişti beni. 


Haliç’teki balıkçıların kayıkları ile kişiye özel geziler yaptırabildiklerini biliyor muydunuz? Kimse bilmiyor…  Kilyos’ta Dalia Beach ise yaz kış deniz, kumsal ve sayfiye keyfi yaşayabileceğiniz bir cennet. Büyükada’da Aya Yorgi tepesine çıkıp manzaraya bakmak bir başka keşif…


Perşembe Pazarı’nın Kurşunlu Hanı.. Mısır Çarşısı.. Tahtakale.. Türkiye’nin her yöresinin peyniri var peynircilerinde. Marputçular Hanı’nın boncukçularından kızımla gidip boncuklar alıyoruz. Size de öneririm. Kapalıçarşı’nın içinde her köşebaşında bir başka sürpriz bizi bekliyor. Hangi birini sayayım? İstanbul bir zaman tüneli gibi… Da Vinci’nin çizdiği köprü yapılacak şimdi Haliç üzerine. Bu müthiş bir girişim… 

İstanbul tramvaylarının koltuklarının döner koltuklar olduklarını biliyor muydunuz? Biz kızımla denedik. Tramvay iki yöne doğru hareket ettiğinden koltukları giderken öne, dönerken arkaya çevirmek mümkün. Tasarımı öyle!



Dolmabahçe sarayının kuşlukları ve burada beslenen birbirinden farklı kuş türlerini çocuklarla beraber görmek tam bir sürpriz. Moda’daki St. Joseph Lisesi’nin içindeki Doğa Bilimler Müzesi’nde onbine yakın hayvan örneği var. Yine Moda’da Barış Manço’nun şimdi müze olan evinin karşısında Türkçe vaaz verilen bir Protestan Kilisesi bulunuyor. Bunlar İstanbul’un sürprizleri… Biz gerçekten çok şanslıyız İstanbul’da yaşadığımız için…

Şahane yerlere değindiniz Pemi’cim. Okurlar arasında bu saydıklarını henüz görmemiş olanlar çıkacaktır… Peki İstanbul için bir hayal projen var mı?
Olmaz mı? Keşke İstanbul çocuk dostu bir şehir olsaydı diyorum hep. Etkinlikler yapılıyor ama hep yetişkinlere… “Çocuk da katılsa olur” deniyor. Ama bence bütün etkinlikler, festivaller, konserler düzenlenirken önce çocuklar düşünülmeli.. Lokantalar bile hep yetişkinler için tasarlanmış. İskemleler büyük, çatal bıçaklar büyük… Çocuklara uygun tuvalet, lavabo bile yok…
Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.