Çiler Belen: “Sanat, Büyük sözler eşliğinde yüksek sesle söylendiğinde yüksek yapıldığı sanılır, sessizce yapıldığında gören gözler görmez, duymaz olur.”

0 328

Çiler Belen’i Kuşadası çatılarındaki kuş figürlerinden ilham alarak çalıştığı “Çatı Kuşları” serisi ve Soma faciası anısına yaptığı “Kömür” çalışmalarıyla hatırlıyorum.

Çiler, “şarkı söyleyen, şakıyan bülbül” demek… Ben boşuna kuşlarla özdeşleştirmemişim Çiler Belen’i… İsmiyle müsemma hanımefendi Çiler Belen, mültidisipliner bir sanatçı. Resim, yerleştirme, tasarım çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Dolu dolu, çok özel bir söyleşi oldu bizimki..

Soma’da hayatını kaybetmiş 301 işçiyi temsil eden, kartona yapılmış 301 kömür deseni – Çiler Belen “Soma” sergisinden

Tasarımlarınız üzerinden sanatınızın gelişim ve değişim sürecini anlatır mısınız?

1995 – 2000 yılları arasında dokuma yüzeylere tekstil boyası ile kültürel değerleri belgelemek adına renkli, temiz, stilize, görselliği yüksek işler ürettim. 2000 yılı neden, nasıl, niçin sorgulamalarıyla oldukça sancılı bir dönemdi. Akademinin tekstil bölümünde yetişip uzun yıllar tekstil tasarımı yapınca doğal olarak elinize çok hakim oluyorsunuz, ilk iş olarak elimin bu düzgünlüğünü, hakimiyetini bozmalıydım, önce elimi özgürleştirdim. 50 yaşında gitmeye karar verdiğim bu yolda ilk kırılmayı, 2001 yılında okuduğum bir gazete haberiyle yaşadım. 11 yaşında tecavüze uğrayan kız çocuğunun 8 yıl sonra annesiyle paylaştığı bu sır, annesi tarafından aile meclisine taşınır, meclisten ağabeyi tarafından öldürülmesi kararı çıkar. Beni derinden etkileyen, günlerce kafamda “bu nasıl anne?” diye zonklayan haber “taşyürekli” kavramına götürmüştü beni… Kavram işlerime yeni objeleri, malzemeleri, teknikleri getirdi beraberinde.

Taş – Tektaş – Tek(rar)taş başlıkları altında üç sergi yaptım.

Taş başlıklı sergimde yıllardır topladığım çakıl taşlarından 75 tanesinin yağlıboya resimlerini çalıştım, 48 tanesini bir arada sergileyerek başımıza taş yağacak deyimine gönderme yaptım.

Tektaş başlıklı sergimde ele aldığım tek çakıl taşından yola çıkarak 43 iş ürettim görünenin ardında görünmeyene ulaşmaya çalıştım.

Tek(rar)taş serisinde taş artık bir imgeydi, yaşamın barındırdığı tekrarları irdeledim.

Taş serileri 2001’den 2009’a kadar tam bir deneysel alan oluşturdu. Tuval, kraft karton üzerine yağlıboya, karakalem, ekolin, mürekkeple çalışılmış desenler, keçe üzerine saç boyası… kumaşa özel teknikle aktarılan taş resimleriyle yapılan taş yastıklar, 100x100x150 cm boyutlarında yağlıboya taş minder… mekana göre tasarım, yerleştirme (enstalasyon)…

2007 yılında TÜYAP’ta sergilenen “Akdenizlilik ve Gurbet” başlıklı sergide 165x 300x 200 cm boyutlarında ahşap, pleksiglas, led, kum, plastik kova kullanarak yaptığım “Çardak” yerleştirmesiyle yeni bir deneyim yaşadım.

2010 yılında “Taşkent” “Katlama Sanatı” başlıklı işlerimde tuval bezi üzerine gazete kolajlarıyla üç boyutlu işler ürettim.

2017 yılında Soma faciasında kaybettiğimiz madencilere saygı duruşu niteliğinde ürettiğim siyah üzerine siyah kömürle çalıştığım 301 desen Mahmut Nüvit küratörlüğünde yapılan yerleştirmeyle izleyenlere maden ocağı deneyimi yaşattı.

Grup sergilerine ürettiğim işlerde, yerleştirmelerimde de farklı medyumlarla farklı teknikler denedim. 2020 yılında gerçekleştirdiğim son sergi “Çatı Kuşları”.

En çok hangi disiplinde kendinizi daha güçlü ifade edebildiğinizi düşünüyorsunuz?

Bugün sanat üretimlerinde tasarım aşamasından işin son haline kadar geçen üretim sürecinde farklı disiplinlerin kavram, bilgi, tekniklerinden yararlanabiliniyor. Ben de işlerimi üretirken üzerine çalıştığım kavramın problemlerini çözmek için tasarım, resim, heykel, fotoğraf, video gibi çeşitli disiplinlerden yaralanıyorum.

Son çalışmalarınızın hikayesi nedir?

Son çalışmalarım Kuşadası Çatı Kuşları ile ilgili. Kuşadası’nın 17. yy dan kalan Osmanlı mimari dokusunun en büyük özeliklerinden biri pişmiş topraktan yapılan saçak köşelerine yerleştirilen üç boyutlu kuş figürleri. Yitip gitmeden belgelenmeleri gerekir düşüncesiyle çıktım yola, sergi mekanının cam duvarlarına göre bir yerleştirme gerçekleştirdim. Bir duvara aydıngerden oyulan 150 kuş motifi cama yapıştırılarak iç, dış mekan ayrımını kaldıran bir yerleştirmeyle kuşların özgür uçuşları ağaçlarla ilişkileri canlandırıldı. Karşı cam duvara 8 adet çatı kuşunun yaklaşık 65×55 cm boyutlarında ki yağlıboya çalışmaları 40x 700 cm su suntasına marufle edilmiş kağıt üzerine yağlıboya çatı süslemesinin altına yerleştirildi. Diğer duvara da çatı kuşlarının soyut yağlıboya resimleri sergilendi.

Kuşlara özel ilginiz hakkında neler söylemek istersiniz?

Bütün hayvanları severim, kuşlara özel ilgi diyebilir miyiz bilemiyorum. Kuşlardan daha çok kedi resmi yaptım sanırım. Dokuma ve keçe yüzeylere yaptığım çalışmalarda kuşu özgürlük imgesi olarak kullanmıştım. Çatı kuşları, korunması gereken kültürel varlık yok olmadan belgelenmeli, kayıt altına alınmalıydı.

2020 “Çatı Kuşları” Sergisi Kuakmer/Kuşadası

Malzeme – eser ilişkisi sizde nasıl işliyor?

Beni çok etkileyen bir durumu kafamda döndürmeye başladığım an süreç başlamıştır. Takıldığım konu günlerce beynimde dolaşırken tema malzemeyi çağırır, malzeme tekniği belirler. Bu nedenle işlerim çeşitli malzemeleri, teknikleri, disiplinleri barındırabilir.

Sanat ve sanatçı tanımını alabilir miyim?

Sanat büyülü sözcük üzerine ne çok şey yazılır, söylenir. Erişilmesi zordur, eriştiğini sanan çoktur. Büyük sözler eşliğinde yüksek sesle söylendiğinde yüksek yapıldığı sanılır, sessizce yapıldığında gören gözler görmez, duymaz olur. Sanat benim için gidilen bir yol, bu yolda özgürüm, kaybolabilir, geri dönüşler yaşayabilirim, zorlanabilir bu zorlukları aşmak için yeni yollara sapabilirim, önemli olan kafamda ki kavramı iyi aktarabileyim.

Güzel sanatlar kavramının güzelini alıp güzel kadın, güzel manzara, güzel çiçek resmi yapanların, sahnede güzelliğini deşifre edenlerin, sanatçı diye işaret edilerek kabul ettirilenlerin çok bol olduğu bir ülkede sanatçı tanımını nasıl yapabilirim bilemedim.

Mutluluk ve sanat arasında ki ilişki nedir sizce?

Sanatı yalnızca mutlulukla ilişkilendiremem. Sanat düşündürür, zihin açar, yeni bakış açıları verir, öfkelendirir, dalga geçer, güldürür… Sanat üreten kişi için süreç oldukça sancılıdır. Mutluluk söylenmek istenen söz karşılığını bulduğunda gelir. Üretilen sanat izleyen kişinin; düşünce üretmesine neden olarak kendini iyi hissetmesini, yeni bilgiler, deneyimler yaşamasını, heyecanlanmasını, hayal kurmasını, neşelenmesini sağlayarak mutlu edebilir.

Sanatın insan yaşamındaki yeri nedir, ne olmalıdır?

Sanat evrenseldir ancak ben biraz içeriden bakarak cevaplamak istiyorum bu soruyu. Sanat süsleme objesi, dekoratif ürün olmanın ötesinde algılanmaya başladığında insanları ve toplumu edilgin konumdan etkin konuma taşır diye düşünürüm. Hızla kaybettiğimiz doğamıza, kültürel varlıklarımıza, tek tipleşen beğenilerimize bakarsak sanatın beslenmemiz için ekmek, su kadar gerekli olduğunu görebiliriz.

Günümüz sanatı ile ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Günümüz sanatı; küreselleşen yaşamımıza ayna tutuyor, ya kalıcı olmayan düşünce odaklı işler üretiyor, ya da teknolojinin bütün olanaklarından yararlanarak, büyük paralar harcanan devasa görsel şölenler üretiyor. İki tür üretim de sergilendiği sürece var, sonra kayıtlardan, kitaplardan izleyebiliyoruz, üretilen sanat doğaya çöp olarak bırakılıyor. 16. İstanbul Bienali’nin (2019) teması “7. Kıta”ydı yani plastik çöpten oluşan kıta. Günümüz sanatı çöpe dikkat çekmek isterken çöp üretiyor… büyük ironi.

Korona ve yaşadıklarımız hakkında ne söyleyebilirsiniz? Sanata ne etkisi olacak?

Korona dünyanın bütün dengelerini alt üst eden, insanların yaşam standartlarını değiştiren, unuttuğumuz doğaya, çevreye, doğal yaşama tekrar bakmamızı sağlayan bir durum olarak girdi hayatlarımıza. Bütün insanlık bir silkelendi ama bu ne kadar sürer bilemem, tüketimin azalmasına kapitalizim izin verir mi? İçinde yaşadığımız ürkütücü durumun şaşkınlığı atlatılınca pandemi süreciyle ilgili üretimler yapılacaktır. Kapanma süreci sanatçının içe dönmesini yeni deneyimler edinmesini sağladı, bu sanat üretimlerine de yansıyacaktır. Süreci belgeleme amacıyla bu konuyu ilk ele alan fotoğraf sanatı oldu. Ben de “Korona Günlerinde Fotoğraf” Ortaklaşa bir editöryal fotoğraf çalışmasına katıldım.

Çiler Belen 1952 yılında Eskişehir’de doğdu. 1976 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Dekoratif Sanatlar Tekstil Bölümü’nü bitirdi. Yüksek Lisansını 1976 – 2000 yılları arasında tekstil desenleri tasarladı, dokuma yüzeylere tekstil boyası ile desenler yaptı. 2000’den bu yana resim, tasarım, yerleştirme çalışmalarına devam etmektedir. Atölyesi Kuşadası Kirazlı Köyü’ndedir.
1972 İlk Sergi/Emniyet Sandığı Sanat Galerisi-Eskişehir
1979 “Mayıs Sergisi” Görsel Sanatçılar Derneği/Taksim sanat Galerisi-İstanbul
1995 Pencereler/ Kişisel Sergi/Galeri Oda-İstanbul
1995 Pencereler 2/Kişisel Sergi/Akbank Sanat Galerisi-İstanbul
1997 Tunalı Mahallesi Evleri/Kişisel Sergi/Devlet Güzel Sanatlar Galerisi-Eskişehir
1998 Çardaklar/Kişisel Sergi/Galeri Oda-İstanbul
1999 Gülümseyen Çardaklar/Kişisel Sergi/Aphrodie Sanat Galerisi-İzmir
2000 Galeri Sanat Yapım/Kişisel Sergi-Ankara
2002 Taş/Kişisel Sergi/Galeri Oda-İstanbul
2005 Tek Taş/Kişisel Sergi/Galeri Oda- İstanbul
2006 Japonya’ya Çapraz Bakışlar/ Türk-Fransız Sanatçıları Ortak Sergisi/Fransız Kültür Merkezi-İstanbul
2007 Akdenizlilik ve gurbet/Çardak/Yerleştirme/UPSD/17. İstanbul Sanat Fuarı
2008 Bir Rüzgarın Arkeolojik Kazısı/68’in 40. Yılı Sergisi/ UPSD İşliği-İstanbul
2008 İstanbul-U-Yorum 125. Yılda 125 Sanatçı/İDGSA’80 -İstanbul
2009 Tek(Rar) Taş/Kişisel Sergi/İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi
2009 Tek(Rar) Taş/Kişisel Sergi/ A.I.A.P- UPSD İşliği-İstanbul
2010 İstila 1/KAPSAMDIŞI Grup Sergisi/ 20. İstanbul Sanat Fuarı/TÜYAP
2010 İstila 2/KAPSAMDIŞI Grup Sergisi/Mimarlar Odası -İstanbul
2011 İstanbul Yaz Sergisi/ Antrepo 5
2012 7-8 Temmuz Kürtaja Karşı Sanatın Eylemi/Tütün Deposu/Tophane-İstanbul
2012 8. İnternational Biennial of Drawing Pilsen/Çek Cumhuriyeti
2013 Kapılar Üzerimize Kapanmadan Önce/Fotoğraf Yerleştirme/Arkeopera Kitapevi-İstanbul
2013 Açık Depo/ Galeri Mixer/Karma Sergi/Tophane-İstanbul
2014 Best Works of The Biennial of Drawing Pilsen 2012/CZECH CENTRE in BUDAPEST
2015 Amarcord/Küratör Ali Şimşek/Tüyap
2017 SOMA/Sanat 365/ Kadıköy Gençlik Sanat Merkezi- İstanbul
2018 Çiler Belen 2002-2018/İbramaki Sanat Galerisi-Kuşadası
2020 Çatı Kuşları Kuakmer/Kuşadası

 

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.