Esin Kurtul: “Doğa canlı bir şeydir. Korumazsak hem bize hem bizden başka canlılara zarar gelir.”

0 422

Esin, ressam annesi ile birlikte dedesinin Datça’daki çiftliğinde yaşıyor. Güzel sohbetlerimiz oldu. Birini de burada paylaşmak istedim..

Esincim nasıl buldun yeni şehrini, okulunu? Datça’nın en sevdiğin yönleri neler?

Okulumu çok seviyorum çünkü öğretici. İstanbul’daki okulumda ödevimizi yapmadığımız zaman öğretmen bize ceza veriyordu. Bütün sınıfın önünde bize kızıp bizi düşünme köşesine oturtuyordu. Biz de utanca düşüyorduk..  Bu yüzden buradaki okulum daha güzel. Yeni şehrimi sevdim, okulumu da sevdim. Öğretmenimiz bizi bu aralar birazcık sıkıyor ama olsun seviyorum. Datça’nın en sevdiğim yönleri de; birincisi güzel eğitim veriyor, ikincisi de özgürsün ve doğalsın.

Arkadaşlarınla neler yapıyorsunuz bugünlerde?

Ders yapıyoruz, hafta sonları eğleniyoruz. Teneffüslerde zaten yakan top oynuyoruz. Öğretmen proje veriyor, projeler yapıyoruz.

(İsimlerini vermeden) en sevdiğin ve bugünlerde hiç anlaşamadığın arkadaşlarından bahsetmek ister misin bize?

Anlaştığım yani en yakın iki arkadaşım var. Pardon üç hatta.. Önce, iki güzel yönlü iyi arkadaşlarımdan bahsedeceğim. İkisinde de aynı özellikler var. Şimdi mesela biri benim canımı sıkıyor ya da öğretmen benim canımı sıkıyor, kötü bir şey söylüyor,  üzecek bir şey söylüyor, işte o zaman ben gidip tenefüste ağlıyorum onlar gelip beni teselli ediyor. Sonra, onlarla fikirlerimiz birbirine uyuyor. Bana iyi davranıyorlar. Yardımseverler. Öyle. Bir tane de iyi yönlü erkek arkadaşım var. O da bana sürekli yardımcı oluyor. İlk geldiğim günden beri yardımcı oluyor üstelik. Gerçi ilk geldiğim günde birazcık garip tanıştık onunla ama. Ben sınıfa geldim. Onu ilk okulun açıldığı gün göremediğimden “o da mı yeni geldi?” diye arkadaşlarıma sormuştum. Bayağı bir şaşırmışlardı. “Hayır o yeni gelmedi” demişlerdi. O şekilde tanışmıştık. Bize kötü davrananları sevmiyorum…

Annenin resimlerini beğeniyor musun?

Beğeniyorum. Annem şöyle resim yapıyor. Bir resmi kötü olduysa bile, aynı şeyi bana da söylüyor. Mesela bir şeyi tükenmez kalem ile yaparsın ve istediğin gibi olmaz ama sonra hayal gücün belki çok geniştir, bir şekilde o yaptığını bir şeyler daha çizip onu daha yaratıcı bir şeye dönüştürebilirsin. Böylece annem de onu değiştirerek güzelleştiriyor. Aynı huy bende de var. Ben de öyle yapıyorum. Bir de; annem böyle, şey.. özgür resimde.

Resimde özgür olmak ne demek?

Mesela, bir televizyon var.. siyah. O televizyonu çiziyorsun ama “illa siyah yapmak zorunda değilim”diyorsun. Pembe de yapabilirsin. Resimde özgür olmak bu bence. İstediğin gibi yapabilirsin. Mesela o (nesne) böyle düz çizgi çizmeni ister  yani kenarlarını düz yapmanı ister ama sen kare olarak yapmak istersin. Kenarlarına küçük kareler çizersin ya da ne bileyim, belki geometrik çizersin. Televizyonu mesela üçgenlerden yapabilirsin. Resimde özgür olmak bu. Anneme dönecek olursak, resimlerini beğeniyorum çünkü annem bir resme vurgusunu katıp duygulu çiziyor.

Sen de resim yapıyor musun?

Evet yapıyorum. Güzelde yaptığımı düşünüyorum.

Nasıl resimler hoşuna gidiyor? Neden onları seçtin?

Van Gogh’un resimlerini çok seviyorum. Hem doğayı çok güzel görüyor hem de özgür resimler yapıyor. Bu yüzden onun resimlerini beğeniyorum.

Hayvanlarla aran nasıl? Sana neler anlatıyorlar?

Hayvanları severim. Biz de bir hayvanız. Biz de bir hayvan türüyüz ama mesela dinazorlar.. Dinazorlardan beş tür olabilir ama her türden bin tane de olabilir. Ama insanlar farklı. Konuşabiliyor, düşünebiliyor ve her türden bin tane falan yok. Her türden bir tane var. Kızıl saçlı, kahverengi saçlı, yeşil gözlü, her türden bir tane var. Kimse kimsenin aynısı değil. Sadece insanların farkı bu.

Mesela benim keçilerim var. Bir keresinde onlara İstiklal Marşı öğretmeye çalışıyordum. Çünkü ben büyüdüğümde öğretmen olmak istiyorum. Ya da astronot, bilemiyorum. Nasa’ya katılmak için çok zeki olmak gerekiyor. Eğer Nasa’ya katılıp astronot olamazsam öğretmen olmak istiyorum.

Ödevlerim bittiğinde bazen yapacak bir şey bulamıyorum ve sıkılıyorum. O yüzden ben de gidip (çok çiçek sulama alışkanlığım da yok) keçileri besliyorum. Dutlarımız var bizim. Dut yapraklarıyla onları besliyorum. Bir gün onlara İstiklal Marşı öğretmeye çalıştım. Onlarla vakit geçirme amaçlı bahane gibi birşey.. Ses veriyorum. Me me me me mememeeee…. Keçice istiklal marşı öğretmeye çalışıyordum yani. Ben de bi hayvanım. Onlar da benim dostum, komşum. Konuşamıyorlar ama dostlarım yani.

Nasıl bir ülkede (yerde) yaşamak isterdin? Etrafında neleri değiştirmek isterdin?

Özgürlüğün olduğu. İyi eğitimi olan, iyilik olan bir ülkede yaşamak isterim. Şimdi özgürüm, ama hayır.. Mesela iyilik olan bir yer değil burası. Bizim okulun önünden bir sürü araba geçiyor. O arabalar geçerken bir kere bile yavaşladıklarını görmedim. Fabrikalardan dumanlar çıkıyor. Onlar havaya karışıyor. Güzel birşey mi? Hayır. Hadi bunu geçtim. Ağaçları neden kesiyorlar? Oksijen nasıl oluyor siz biliyor musunuz? Ağaçlar üretiyor.

Daha bugün Zeynep’lerdeydim. Zeynep’in köpeği çarşıya gitmiş, onu aramaya çıktık. Ovabükü’nden dönerken bir hayvancı vardı. O hayvancının oradan geçtik. Hayvancının yaptığı iş çok saçmaydı. Almış gül gibi çınarı kesmiş dilim dilim, sonra almış onu hiç kullanmadan bu sefer yakıyor. Çalı çırpı toplamış hepsini yakıyor. Çok saçma. Alıp dilim dilim yapıyorsun sonra hepsini yakıyorsun. Neden? Neden? Etrafımdaki insanları iyiliğe doğru dönüştürmek, değiştirmek isterdim sadece.

En çok hangi oyunu seviyorsun?

Yakan top

Başucundan ayıramadığın kitaplar hangileri? Nasıl kitaplar seviyorsun?

Küçükken başucumdan ayıramadığım Maskeli Fare vardı. Şimdi de baş ucumdan ayıramadığım The Chocolate Travel Book isimli kitabım var. Genellikle şirin, ortası heyecanlı ama  sonuna doğru mutlu giden kitaplardan hoşlanırım. Başından mutlu başlıyor, ortası heyecanlı. Sonu ise, mutlu son ile bitten maceralı ve bilgi içerikli kitaplardan hoşlanıyorum.

Hangi çizgi kahramanı seviyorsun? Neden onu seviyorsun?

Kara Kedi ve Mucize Uğurböceği. İkisini de çok seviyorum. Nedeni de.. şimdi orada kötü Halmod var, Süper kahraman ama kötü. Kötü ruhu hissedenlere hemen kelebeği Akuma’yı yolluyor ve onu kötüleştiriyor. Uğur Böceği ile Kara Kedi de onu yeniyor. Yani aksiyonlu olduğu ve iyiler kazandığı için seviyorum.

Ağaçlar, deniz, taşlar, çiçekler (ya da başka doğa parçaları..) için neler yapmak isterdin?

İlk Ağaçlar ile başlayalım. Ağaçları korumayı isterdim insanlardan. Denizleri de insanlardan korumak isterdim sürekli çöp atıyorlar. Çiçekleri de insanlardan korumak isterdim. Çünkü ne bileyim insanlar yürürken onları eziyor ya da bilerek yoluyor, o yüzden. Doğada her şeyi insanlardan korumak istiyorum. Insanlar doğaya zarar veriyor. Doğa canlı bir şeydir. Korumazsak hem bize hem bizden başka canlılara da zarar gelir.

Dünyayı yönetmeni isteseler neler yapardın?

Kötülüklerin adalete kavuşması ve dediğim gibi insanların iyi kalpli olup, iyi kalplilerin kötü insanlardan arınmasını isterdim. Kötüleri de iyi insanlara dönüştürürdüm.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.