Serkan Azeri, bir genç sanat yazarı
Sanat tarihi araştırmacısı, sanat yazarı ve eleştirmeni Serkan Azeri, gençliği, bilgisi ve ağırbaşlılığı ile dikkatimi çekmişti. Tanıştıktan sonra sergiler, sanat toplantıları, dost sohbetleri derken çok sık karşılaşır olduk. Bu röportaj ile onu sizlerle de tanıştırmak istedim.
Sanat tarihine olan ilgim henüz dört yaşımdayken çevremden bir yönlendirme olmadan doğal bir biçimde ortaya çıktı. O yaşlarda evimizde bulunan kitap ve ansiklopedilerdeki Avrupalı ressamların tabloları ile karşı karşıya gelmem, içimde daha sonraki yıllarda anlam kazanmaya başlayacak bir heyecanın ortaya çıkmasını sağladı. Henüz okula başlamamış olduğum için, yapıtların görselleri üzerinden sadece hayaller kurmaya başlamıştım. Okul yıllarımda bu ilgi gelişerek devam etti. Daha ilkokul sıralarında sanat yapıtları ile ilgili en temel bilgileri okuyor ve yakınlarımla paylaşıyordum. Annem ve babam küçük yaşlarımda bu ilginin profesyonel boyutta bir anlam kazanması için çok yardımcı oldular. İstanbul’daki müze ve sergi salonları ile olan ilk temaslarım, ailem aracılığı ile oldu. Ortaokul yıllarımda önemli sanat tarihi kitaplarını alıp okumaya başlamıştım. Bilgilenmek doğal olarak aktarma sorumluluğunu da beraberinde getiriyor. Edindiğim bilgileri yakın çevremle ve arkadaşlarımla paylaşıyordum. Lise yıllarımda artık profesyonel boyutta çalışmaya başlamıştım. Onbeş yaşımda ilk kültür gezimi organize ettim, onaltı yaşımda da ilk görsel anlatımlı sanat tarihi dersimi verdim. Çeşitli kültür kurumlrında ve atölyelerde sanat tarihi dersleri verirken bir yandan Yeditepe Üniversitesi öğretim görevlisi değerli hocam Sinan Öğüt’ün asistanlığını yapmaya başladım. Üniversite yılları ile eş zamanlı yine sanat tarihi derslerim devam etti. Bu yıllarda derslerimle birlikte sergiler üzerine yazılar yazmaya başladım. Çok küçük yaşlarımda doğal bir biçimde ortaya çıkan ilgimi profesyonel bir boyuta ulaştırmak için gerçekleştirdiğim çabalara baktığımda, bugün tecrübelerimin ve bilgi birikimimin temel dayanağı olduğunu gördüm.
Bahri Genç’in fırçasından Serkan Azeri |
Bir sanat yapıtını analiz etmenin çeşitli yöntemleri vardır. Farklı disiplinlerden bir sanat yapıtını ele alabiliriz. Ancak bir yöntem geliştirmeden önce, en temelde güçlü bir sanat tarihi kültürüne sahip olmamız gerekir. Geçmişte ortaya konan örnekler üzerinden yola çıkmak, günümüz yapıtına da bütünsel bir bakış imkanı tanıyor bizlere. Sanat tarihi kültürünün yanında, felsefe, sosyoloji, edebiyat ve mitoloji üzerine de bilgi birikimimizin olması gerekiyor. Bu birikim sanat yapıtının anlamlandırılmasında ve içeriğinin kavranması boyutunda kaçınılmaz bir sorumluluktur sanat yazarı için. Ayrıca bir sanat yazarının bir hayal gücüne ve görünenin ardındaki görünmeyenin ipuçlarını yakalamasına yardımcı olacak sezgi gücüne sahip olması gerekiyor.