Emel Vardar: “Cam heykellerim boşlukta uçuşan his ve düşüncelerimin yoğunlaşmış halleridir…”

0 296

Emel Vardar’ın camdan heykelleri boşlukta uçuşan rengarenk duygular gibi gerçekten.. Söyleşimiz sırasında o da bunu vurguladı:

Son çalışmalarınızın hikayesi nedir? 

Yapıtlarımda kadına has imgeleri işliyorum. “Kadın”a dikkat çekiyorum. Yaptığım heykellerle kadınlara ses verirken içinde bulundukları mevcut durumu güçlü, özgür ve şarta bağlı olmayan bir şekilde tekrar yorumluyorum. Anlatmak istediğim, vermek istediğim kadının gücü… Kadının duyguları ve bu duyguların gücü. Heykellerimin hepsinin bir hikayesi var. Dün, bügün ve yaşanacaklar…

Kadın kimi zaman bir heykel gibi güzel, mağrur  ve başarılı, hayatı sevgiyle kucaklayan, içindeki sevgiyi coşkuyla paylaşan, kimi zaman da  acılar içinde daha çocuk denilecek yaşta evlendirilmiş, ayrımcılık ve tecavüze maruz kalmış, cinayete kurban gitmiş,  şiddete uğramış savaşçı bir kadın.

Bu durum hepimizi çok derinden etkiliyor. Heykellerimde sanatımla kadını yüceltip güzellik zırhına bürüyüp erişilmez kılmak istiyorum.

Kadın konusu  geçmişten günümüze baktığımız zaman pek çok sanatçıya ilham kaynağı oldu. Ben de kadının ebedi güzelliğin simgesi olduğuna inanıyorum. Kadının fiziksel güzelliğinin yanısıra içsel dünyasının zenginliğini vurguluyor ve ışığını yansıtmaya çalışıyorum. Dünya döndüğü müddetçe de bu ışığın dünyayı aydınlatmaya devam edeceğine inanıyorum. Sanat kadını her yönden ifade edebilmeli, zaten gizem orada değil mi? Bu hiçbir zaman keşfedilemez ve açıklanamaz.

Tekniğiniz ve malzemeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Heykellerimi  yaparken değişik malzemeler kullanmayı, değişik teknikler uygulamayı seviyorum. Bronz, cam, polyester, tekstil, mermer, paslanmaz çelik ve değişik  patine malzemeleri kullanıyorum. Bronz ve cam heykellerimde kalıpla şekillendirme tekniği uyguluyorum. Çelik heykellerimde ise lazer teknolojisi  uyguluyorum.

Eserleriniz üzerinden sanatınızın gelişim ve değişim sürecini anlatır mısınız?

Sanat hayatıma resim yaparak başladım. Uzun yıllar yağlıboya deniz ve kadın resimleri yaptım. Sanatçı dostum Hüseyin Gezer’in de teşvikiyle zamanla resimlerimle  bütünleşen bronz kadın heykelleri  yapmaya başladım. Yüzyıllar boyunca insanları büyüleyen malzemeyle “cam”la tanıştım.

Camın sihirine kapılıp bu malzemeyle kadın heykelleri çalışmaya başladım. Cam heykellerim sanki boşlukta uçusan his ve düşüncelerimin yoğunlaşması idiler.  Kadının saflığını, kırılganlığını, adeta var olmanın önemini vurguluyordu. Cam ve  bronz; her ikisi de soğuk malzemelerdir. Onlara duyguların sıcaklığını, sevginin dili ve gücü ile yansıttığımı düşünüyorum.

Günümüz sanatı hakkında neler söylemek istersiniz? Size uzak ve yakın yönleri neler?

Bugün dünyada her şey büyük bir hızla değişime uğruyor, Sanat da büyük bir ivme kazanarak yoluna devam etmekte. Değişik düşünceler, farklı teknikler, teknolojinin getirdiği yenilikler, yeni malzemeler sanata sonsuz bir arayış kazandırdı. Bu ortamın çok heyacan verici ve sürükleyici olduğunu düşünüyorum. Geçmişten günümüze insanlığın geçirdiği evrimler, yaşama biçimleri sanata bakış açılarını değiştirmiş, her dönemde  her toplumda sanat farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. Bugünkü sanat anlayışında duygusal ve düşünsel etkilenmenin ön plana çıkmış olması daha belirleyici oluyor.

Ben heykellerimi yaparken güzeli arıyorum. Kadının ebedi güzelliğin simgesi olduğuna inanıyorum. Güzel anlayışı görecelidir. Kendi içinde bütün olan  çok çirkin, sinir bozucu, acı veren bir şey de çok güzel olabilir. Önemli olan estetik olarak bir bütün olmasıdır. Ancak o zaman güzel olabilir. Günümüz sanatının bana uzak yanı, kalıcı olmaması… Yeniliklere  her zaman açığım. Ama kalıcı, zaman aşımından etkilenmeyecek yapıtlar  bırakmayı önemsiyorum.

Sanat ve sanatçı tanımınızı alabilir miyim? Sanat sanat için midir, toplum için midir sizce?

Sanat insanlık tarihinin her döneminde var oldu. Sanatsız bir toplum düşünülemez. Sanat hem sanat içindir hem toplum içindir. Sanatın insanlara  hava, su, toprak kadar lazım olduğunu düşünüyorum. İnsanlığın  bu dünyadaki yolculuğunda sözcüleri sanatçılar olmuşlardır. Sanatçılar verdikleri mesajlarla topluma rehberlik ederler. Uhrevi ve zamansızdırlar.

Beğendiğiniz sanatçılar ve eserleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Rönesans Dönemi sanatçılarını çok beğeniyorum. 14. yüzyıl ile 17. yüzyıl arası Avrupa tarihi büyük kültürel  gelişmelerin görüldüğü bir dönem. Sanatsal başarıların dönemi…  Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa” ve “The Last Supper” tabloları, Michelangelo’nun “David” Heykeli, Raphael’in “Üç Cazibe”si, Sandro Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu”, Donatello’nun “Davud” heykeli…

Günümüz sanatçılarından Jeff Koons, Richard Mas, Fernando Botero, Anish Kapoor…

Ülkemizde Akdeniz Heykelini yapan İlhan Koman… Saymakla bitmez.

Sizi yaratmaya iten, tetikleyen unsurlar, ilham kaynaklarınızdan bahseder misiniz?

Sanatçı duyarlı kişiliği  ile daima  ön plandadır. Dünyanın sorunları ile sürekli yüzleşir, etkilenip eserler yaratır. Bugün dünyamızın sorunu “insanlık” mı acaba? Çok zor günlerden geçiyoruz. Savaşlar, mülteciler, terör, doğa katliamı, çevre sorunları, kadına şiddet, çocuklarımız, bugün yaşadığımız pandemi… İnsani değerler mi yitiriliyor

acaba? Elimizde tek bir güçlü silahımız var. O da sevgi… Sevgi hayatımızı yaşanılabilir kılan, harika yapan cennetin açık kapısı… Çalışmalarımın özü, sanatımla sevginin gücünü heykellerime yansıtmak ve izleyiciye sunmaktır.

Eserlerinizi nerelerde görmek isterdiniz? Hayalleriniz ve hedeflerinizi anlatabilir misiniz?

Yıllar önceki yurt dışı gezilerimde galerilere, sanat fuarlarına, bienallere, müzelere gittiğimde bir Türk sanatçısı ile karşılaşmayı çok arzu ederdim. Neden yok? diye üzülürdüm. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen sanatçıların yapıtlarını beğeniyle  izlerken ülkemizde yalnız plastik sanatlar alanında değil, müzik, sinema, moda, edebiyat alanlarında da çok önemli sanatçılarımızı düşünürdüm.

Bugün Türk sanatçıların başarılarını dünyada övgüyle izlemekteyiz. Yıllardır yurt dışında  pek çok sanat etkinliğinde yer alarak ve ödüller alan bir Türk sanatçısı olarak gurur duymaktayım. Her zaman daha ileriye gidebilmek, dünya sanatçısı olmak, kalıcı eseler bırakabilmek çok önemli. Anıt heykeller yaparak topluma açık alanlarda sergilenmesini görmeyi arzu ediyorum.

Sanatın günlük yaşamımızdaki yeri nedir, ne olmalıdır sizce?

Sanat zaten hayatımızın bir parçası olarak devam etmektedir. “Yaşam Sanatını” da bireyler kendi tercihlerine göre  yaratırlar. Bence en zor sanat.

Hayatın anlamı nedir size göre?

Hayat bize sunulmuş en değerli armağandır. Kıymetini bilmek mümkün olduğunca güzel yaşamak lazım.. Doğanın güzelliğini hissetmek, insanlara, hayvanlara sevgiyle yaklaşmak, kimseyi  ötekileştirmemek bizi mutlu ve sağlıklı kılacaktır.

Corona ve yaşadıklarımız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sanata etkisi nasıl olacak?

Corona pandemisi  dünya için çok trajik bir süreç oldu.  İnsanlar çok  sıkıldı, üzüldü, yakınlarını kaybetti. Büyük acılar yaşandı, halen devam etmekte… Daha neler olabileceğini henüz bilemiyoruz. İlk başta hepimiz çok şaşırdık fakat zaman içinde her şeye alışılıyormuş diyerek kısıtlı yaşantımıza alışmaya başladık. Zorluktan çok şey öğrendik. Azla yetinmeyi, dijital dünyanın ne denli önemli olduğunu farkettik. Bilimin önceliğimiz olduğunu bir kez daha gördük. Sanat dünyası da çok etkilendi pandemiden. Virtüel sergiler başladı.

Günümüz teknolojisi kullanılarak gerçekleşen sanal galeri, sanal sergi, sanal sergi kataloğu sosyal medya ortamında yayınlanarak  sanatçı ve sanat eserlerinin tanıtımı sağlanıyor. Bir an önce eski günlerimize dönmeyi umut ediyorum. Bir yapıtın kendini görmek  çok daha etkileyicidir. Ben bu süreci çok yoğun çalışarak geçirdim. Çok düşündüm, çok okudum, çok çalıştım. Yeni heykeller yaptım.

Sanatınız dışında hayatınızda başka neler var?

Ailem var, dostlarım var, baktığım sokak hayvanları var. Beş tane çok sevdiğim  kedim var. Antika ve modaya ilgim var. Antika merakım ailemizden gelme bir tutku…  Yurt içi ve  yurt dışında antikacılar ve antika pazarlarında dolaşmayı çok seviyorum. Eski eşya, elişi örtü, cam, porselen ve heykellere büyük ilgi duyuyorum. Çanakkale seramikleri, camaltı resimleri koleksiyonlarım var. Değişik yemekler, pastalar yapmayı, şık masa düzenlemeleri ile misafir ağırlamayı, bahçe bakımını, çiçek yetiştirmeyi çok seviyorum.

Son olarak, size verilmiş en etkili profesyonel nasihat neydi, kim vermişti sorabilir miyim?

Sevgili amcam Barış Manço’nun ben daha çocukken verdiği nasihat benim için çok önemlidir. “Bak!” dedi. “Bastığın yere bak. Dünyada bastığın yeri dolduracaksın. Bu çok önemlidir” demişti. Gerçekten de öyleymiş.

Son çalışmalarınızın hikayesi nedir? 

Yapıtlarımda kadına has imgeleri işliyorum. “Kadın”a dikkat çekiyorum. Yaptığım heykellerle kadınlara ses verirken içinde bulundukları mevcut durumu güçlü, özgür ve şarta bağlı olmayan bir şekilde tekrar yorumluyorum. Anlatmak istediğim, vermek istediğim kadının gücü… Kadının duyguları ve bu duyguların gücü. Heykellerimin hepsinin bir hikayesi var. Dün, bügün ve yaşanacaklar…

Kadın kimi zaman bir heykel gibi güzel, mağrur  ve başarılı, hayatı sevgiyle kucaklayan, içindeki sevgiyi coşkuyla paylaşan, kimi zaman da  acılar içinde daha çocuk denilecek yaşta evlendirilmiş, ayrımcılık ve tecavüze maruz kalmış, cinayete kurban gitmiş,  şiddete uğramış savaşçı bir kadın.

Bu durum hepimizi çok derinden etkiliyor. Heykellerimde sanatımla kadını yüceltip güzellik zırhına bürüyüp erişilmez kılmak istiyorum.

Kadın konusu  geçmişten günümüze baktığımız zaman pek çok sanatçıya ilham kaynağı oldu. Ben de kadının ebedi güzelliğin simgesi olduğuna inanıyorum. Kadının fiziksel güzelliğinin yanısıra içsel dünyasının zenginliğini vurguluyor ve ışığını yansıtmaya çalışıyorum. Dünya döndüğü müddetçe de bu ışığın dünyayı aydınlatmaya devam edeceğine inanıyorum. Sanat kadını her yönden ifade edebilmeli, zaten gizem orada değil mi? Bu hiçbir zaman keşfedilemez ve açıklanamaz.

Tekniğiniz ve malzemeleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Heykellerimi  yaparken değişik malzemeler kullanmayı, değişik teknikler uygulamayı seviyorum. Bronz, cam, polyester, tekstil, mermer, paslanmaz çelik ve değişik  patine malzemeleri kullanıyorum. Bronz ve cam heykellerimde kalıpla şekillendirme tekniği uyguluyorum. Çelik heykellerimde ise lazer teknolojisi  uyguluyorum.

Eserleriniz üzerinden sanatınızın gelişim ve değişim sürecini anlatır mısınız?

Sanat hayatıma resim yaparak başladım. Uzun yıllar yağlıboya deniz ve kadın resimleri yaptım. Sanatçı dostum Hüseyin Gezer’in de teşvikiyle zamanla resimlerimle  bütünleşen bronz kadın heykelleri  yapmaya başladım. Yüzyıllar boyunca insanları büyüleyen malzemeyle “cam”la tanıştım.

Camın sihirine kapılıp bu malzemeyle kadın heykelleri çalışmaya başladım. Cam heykellerim sanki boşlukta uçusan his ve düşüncelerimin yoğunlaşması idiler.  Kadının saflığını, kırılganlığını, adeta var olmanın önemini vurguluyordu. Cam ve  bronz; her ikisi de soğuk malzemelerdir. Onlara duyguların sıcaklığını, sevginin dili ve gücü ile yansıttığımı düşünüyorum.

Günümüz sanatı hakkında neler söylemek istersiniz? Size uzak ve yakın yönleri neler?

Bugün dünyada her şey büyük bir hızla değişime uğruyor, Sanat da büyük bir ivme kazanarak yoluna devam etmekte. Değişik düşünceler, farklı teknikler, teknolojinin getirdiği yenilikler, yeni malzemeler sanata sonsuz bir arayış kazandırdı. Bu ortamın çok heyacan verici ve sürükleyici olduğunu düşünüyorum. Geçmişten günümüze insanlığın geçirdiği evrimler, yaşama biçimleri sanata bakış açılarını değiştirmiş, her dönemde  her toplumda sanat farklı biçimlerde ortaya çıkmıştır. Bugünkü sanat anlayışında duygusal ve düşünsel etkilenmenin ön plana çıkmış olması daha belirleyici oluyor.

Ben heykellerimi yaparken güzeli arıyorum. Kadının ebedi güzelliğin simgesi olduğuna inanıyorum. Güzel anlayışı görecelidir. Kendi içinde bütün olan  çok çirkin, sinir bozucu, acı veren bir şey de çok güzel olabilir. Önemli olan estetik olarak bir bütün olmasıdır. Ancak o zaman güzel olabilir. Günümüz sanatının bana uzak yanı, kalıcı olmaması… Yeniliklere  her zaman açığım. Ama kalıcı, zaman aşımından etkilenmeyecek yapıtlar  bırakmayı önemsiyorum.

Sanat ve sanatçı tanımınızı alabilir miyim? Sanat sanat için midir, toplum için midir sizce?

Sanat insanlık tarihinin her döneminde var oldu. Sanatsız bir toplum düşünülemez. Sanat hem sanat içindir hem toplum içindir. Sanatın insanlara  hava, su, toprak kadar lazım olduğunu düşünüyorum. İnsanlığın  bu dünyadaki yolculuğunda sözcüleri sanatçılar olmuşlardır. Sanatçılar verdikleri mesajlarla topluma rehberlik ederler. Uhrevi ve zamansızdırlar.

Beğendiğiniz sanatçılar ve eserleri hakkında neler söylemek istersiniz?

Rönesans Dönemi sanatçılarını çok beğeniyorum. 14. yüzyıl ile 17. yüzyıl arası Avrupa tarihi büyük kültürel  gelişmelerin görüldüğü bir dönem. Sanatsal başarıların dönemi…  Leonardo da Vinci’nin “Mona Lisa” ve “The Last Supper” tabloları, Michelangelo’nun “David” Heykeli, Raphael’in “Üç Cazibe”si, Sandro Botticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu”, Donatello’nun “Davud” heykeli… Günümüz sanatçılarından Jeff Koons, Richard Mas, Fernando Botero, Anish Kapoor… Ülkemizde de Akdeniz Heykelini yapan İlhan Koman… Saymakla bitmez.

Sizi yaratmaya iten, tetikleyen unsurlar, ilham kaynaklarınızdan bahseder misiniz?

Sanatçı duyarlı kişiliği  ile daima  ön plandadır. Dünyanın sorunları ile sürekli yüzleşir, etkilenip eserler yaratır. Bugün dünyamızın sorunu “insanlık” mı acaba? Çok zor günlerden geçiyoruz. Savaşlar, mülteciler, terör, doğa katliamı, çevre sorunları, kadına şiddet, çocuklarımız, bugün yaşadığımız pandemi… İnsani değerler mi yitiriliyor

acaba? Elimizde tek bir güçlü silahımız var. O da sevgi… Sevgi hayatımızı yaşanılabilir kılan, harika yapan cennetin açık kapısı… Çalışmalarımın özü, sanatımla sevginin gücünü heykellerime yansıtmak ve izleyiciye sunmaktır.

Eserlerinizi nerelerde görmek isterdiniz? Hayalleriniz ve hedeflerinizi anlatabilir misiniz?

Yıllar önceki yurt dışı gezilerimde galerilere, sanat fuarlarına, bienallere, müzelere gittiğimde bir Türk sanatçısı ile karşılaşmayı çok arzu ederdim. Neden yok? diye üzülürdüm. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen sanatçıların yapıtlarını beğeniyle  izlerken ülkemizde yalnız plastik sanatlar alanında değil, müzik, sinema, moda, edebiyat alanlarında da çok önemli sanatçılarımızı düşünürdüm.

Bugün Türk sanatçıların başarılarını dünyada övgüyle izlemekteyiz. Yıllardır yurt dışında  pek çok sanat etkinliğinde yer alarak ve ödüller alan bir Türk sanatçısı olarak gurur duymaktayım. Her zaman daha ileriye gidebilmek, dünya sanatçısı olmak, kalıcı eseler bırakabilmek çok önemli. Anıt heykeller yaparak topluma açık alanlarda sergilenmesini görmeyi arzu ediyorum.

 

Sanatın günlük yaşamımızdaki yeri nedir, ne olmalıdır sizce?

Sanat zaten hayatımızın bir parçası olarak devam etmektedir. “Yaşam Sanatını” da bireyler kendi tercihlerine göre  yaratırlar. Bence en zor sanat.

Hayatın anlamı nedir size göre?

Hayat bize sunulmuş en değerli armağandır. Kıymetini bilmek mümkün olduğunca güzel yaşamak lazım.. Doğanın güzelliğini hissetmek, insanlara, hayvanlara sevgiyle yaklaşmak, kimseyi  ötekileştirmemek bizi mutlu ve sağlıklı kılacaktır.

Corona ve yaşadıklarımız hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sanata etkisi nasıl olacak?

Corona pandemisi  dünya için çok trajik bir süreç oldu.  İnsanlar çok  sıkıldı, üzüldü, yakınlarını kaybetti. Büyük acılar yaşandı, halen devam etmekte… Daha neler olabileceğini henüz bilemiyoruz. İlk başta hepimiz çok şaşırdık fakat zaman içinde her şeye alışılıyormuş diyerek kısıtlı yaşantımıza alışmaya başladık. Zorluktan çok şey öğrendik. Azla yetinmeyi, dijital dünyanın ne denli önemli olduğunu farkettik. Bilimin önceliğimiz olduğunu bir kez daha gördük. Sanat dünyası da çok etkilendi pandemiden. Virtüel sergiler başladı.

Günümüz teknolojisi kullanılarak gerçekleşen sanal galeri, sanal sergi, sanal sergi kataloğu sosyal medya ortamında yayınlanarak  sanatçı ve sanat eserlerinin tanıtımı sağlanıyor. Bir an önce eski günlerimize dönmeyi umut ediyorum. Bir yapıtın kendini görmek  çok daha etkileyicidir. Ben bu süreci çok yoğun çalışarak geçirdim. Çok düşündüm, çok okudum, çok çalıştım. Yeni heykeller yaptım.

Sanatınız dışında hayatınızda başka neler var?

Ailem var, dostlarım var, baktığım sokak hayvanları var. Beş tane çok sevdiğim  kedim var. Antika ve modaya ilgim var. Antika merakım ailemizden gelme bir tutku…  Yurt içi ve  yurt dışında antikacılar ve antika pazarlarında dolaşmayı çok seviyorum. Eski eşya, elişi örtü, cam, porselen ve heykellere büyük ilgi duyuyorum. Çanakkale seramikleri, camaltı resimleri koleksiyonlarım var. Değişik yemekler, pastalar yapmayı, şık masa düzenlemeleri ile misafir ağırlamayı, bahçe bakımını, çiçek yetiştirmeyi çok seviyorum.

Son olarak, size verilmiş en etkili profesyonel nasihat neydi, kim vermişti sorabilir miyim?

Sevgili amcam Barış Manço’nun ben daha çocukken verdiği nasihat benim için çok önemlidir. “Bak!” dedi. “Bastığın yere bak. Dünyada bastığın yeri dolduracaksın. Bu çok önemlidir” demişti. Gerçekten de öyleymiş.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.