İstanbul’da ilk Land Art Sergisi, Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi’nde 18 Nisan’da başlıyor.

2 137

 

 
Andrew Rogers: Dönenceli yollar – Gerçeğin arayışı
18 Nisan- 8 Haziran 2013
Proje4L/Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi – Maslak, İstanbul
Avustralyalı sanatçı Andrew Rogers İstanbullu konukları ile birlikte Elgiz Müzesi’nin terasında 1500 metrekarelik alanda sergilenecek taş bir labirent oluşturacak. 18 Nisan’da açılışı yapılarak 8 Haziran’a kadar sergilenecek. Andrew Rogers, “Dönenceli Yollar – Gerçeğin Arayışı” land art projesinin kurulumunu 15-16-17 Nisan’da ilgili komşu ve öğrencilerin katılımı ile gerçekleştirecek.
Labirentin bir strüktür üzerine değil, bir fikir üzerine odaklı olduğunu belirten Rogers’ın “dünyamıza önem veriyorsak hangi kriterleri ön planda tutarak yaşamalıyız?” arayışından yola çıkan projesi bir bakış açısının önemini vurguluyor: “Bizim koruyucu olarak etrafımızdakilere ve bizden sonra gelenlere karşı sorumluluklarımız olmalı. Bize miras bırakılan çevresel sonuçları teslim aldığımız gibi, biz de bizden sonra gelenlere belirli oluşumlar bırakıyoruz. Şimdiki zamanın gelecekte yansımalarına şahit olacağız. Hepimiz birbirimize, insan, konum, zaman ve uzam yoluyla bağlıyız.”
 
Rogers’ın Elgiz’de kısa süreli sergilenecek labirenti Nepal’de Jomsom’a yakın dünyanın en derin boğazı, Kaligandaki Vadi Boğazı’nın bir replikası. Labirent 7000 metre deniz seviyesi üzerinde duran kutsal karlarla kaplı Nilgiri Dağı’na bakıyor. Kutsal Kaligandaki Nehri ile yan yana olan yapıt, 2008 Nisan’ında yerel halktan 450 kişi ile Rogers tarafından kurgulanmış.
Land Art projesi ile eş zamanlı olarak müzenin proje odalarında 14 yıl içinde 7 kıtada 13 ülkede 6700 kişi ile 48 taş yapıttan oluşan Zaman ve Uzam: Yaşamın Ritmleri adı dünyanın en büyük çağdaş land art projesinin fotoğrafları da sergilenecek.
2 Yorumlar
  1. Ekin ece diyor

    Güzel bir proje, ancak neden bu projelere Türk sanatçıları dahil edilmemekte.. Sanatçılar toplumların kanaat önderleridir..Herşey batı için,batıya göre :)Bunun getirisi taklitçilik ve kendinden uzaklaşmadır.. Unusual care art group adı altında önder bir land art grubu,bu yıl Antalya Saklıkentte 2000 metre karelik bir alanda dairesel formda dünya barışı ve çevresel sorumluluklarımızı yansıtan bir uygulama yapmıştır..Kendi sanatçılarımız ile bu etkinlikler hem kendi toplumsal sorunlarımıza daha yakın hem de kendi içsel dünyamıza ve bize yakın olanı daha samimi yansıtmayacakmı idi… Bu grubun çalışmalarını izledim ve ne yazık ki sizler bundan bi habersiniz, üzüldüm..

  2. Ayşe Gülay Hakyemez diyor

    Değerli okurum,
    Elgiz Müzesi'nin Nisan etkinliğini duyuran haberime yaptığınız yorumu aynen yayınlıyorum. Ve size Haziran'da başlayacak 40 yaş altı Türk heykeltraşlarının eserlerine yer verecekleri teras sergisini izlemenizi önerebiliyorum…

    Saklıkent'teki land art çalışmasından haberim var. Ancak blogumun içeriği (adından da anlaşılacağı gibi) İstanbul… Bu şehirde yaşayan sanatçı, tasarımcı ve mekanlarla yaptığım röportajlara yer veriyorum..

    "Taklitçilik" hiçbirimizin onayladığı ve benimsediği bir duruş değil! Katılıyorum.Zaten çok ilginç de değil!
    Sanatı ve sanatçıyı "yabancı" ve "yerli" olarak sınıflandırıp tavır almaktansa her yeni bakış açısı, yorum, fikir ve düşünme biçimine merakla yaklaşmamızın, tanışacağımız her özgün eser ve üslubun bizi daha çok zenginleştireceğini düşünüyorum.

    Sanatçıların kendi coğrafyalarının ya da dünyanın herhangi bir başka yerinin kültüründen, motifinden, yaşam biçiminden, doğasından, insanından etkilenip bir eser ortaya koyabilmesini çok heyecan verici buluyorum… Ve tam da sizin dediğiniz gibi dünya barışını, çevre sorumluluğu ve toplumsal bilincimizi olumlu yönde etkilediğini düşünüyorum.
    Sevgilerimle,

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.